Türkiye'nin ilk elektronik atık geri dönüşüm tesisi Exitcom Recycling'in Genel Müdürü Murat Ilgar, dünya genelinde elektronik atığın 30 ile 50 milyon ton arasında olduğunu ancak bunun 2 milyon tonun toplandığını söyledi.
Türkiye'de ise resmi verilere göre atık miktarının 400 bin ton civarında olduğu ancak bunun 5 bin tonunun toplanabildiğini ifade eden Ilgar, Türkiye'de elektronik atık tehlikesinin pek bilinmediğini, bunun dikkat edilmesi gerekilen özel atıklar sınıfında olduğunu vurguladı.
Türkiye'de elektronik atıkların imhası ve geri dönüşümü konusunda ilgili bakanlıktan uyum belgesi alan 12 firmanın faaliyetini sürdürdüğünü ifade eden Ilgar, bu firmaların bazılarının daha önce hurdacılık yapan kişilerce kurulduğuna dikkati çekti.
Bunlardan bazılarının topladıkları elektronik atıkları teknolojik ve fiziki altyapıları olmadığından yurt dışına gönderdiğini vurgulayan Ilgar, şöyle devam etti:
''Bazıları Honkong'a bu atıkların geri dönüşüm yapılması için gönderiyor. Ancak Honkong'ta bu iş için tesis yok. Bunun gibi bazı yerlere gönderilen atıklar Çin gibi ülkelerde ikinci el olarak satılıyor. Bunun engellenmesi lazım. Elektronik atıklarını geri dönüşüme veren firmanın, bunun takibini yapması gerekir. Ayrıca yurt dışına çıkan atıklar denetlenmeli ama yapılmıyor. Bu konuda bilinçli hareket edilmesi gerekir ama maalesef bugün ülkemizde bu bilinç yok.
Türkiye'de bazı banka, firma ve devlet kuruluşlarından çıkan hurda bilgisayarların değerli parçaları uygun imha metoları yapılmadan içinde kayıtlı kişisel bilgilerle yurt içinde ya da yurt dışında ikinci el olarak satılıyor. Ankara ve İstanbul'daki birçok hurdacı binlerce hard disk bulunuyor. Hurdacılar bu hard diskleri nereden alıyor? Kimler içindeki kişisel bilgilerle bu hard diskleri buralara satıyor araştırılması lazım. Özellikle milyonlarca kişinin kişisel bilgilerinin kayıtlı olduğu bankalardan çıkan eski bilgisayarların ne yapıldığı mutlaka araştırılmalı. Yoksa gelecekte kişisel bilgi güvenliği çok büyük zarar görebilir. ''
FİRMALAR ATIKLARINI TAKİP ETMELİ
Bilgi güvenliği konusunun çok önemli olduğunu ancak Türkiye'de bu konuda yeterli bilincin oluşmadığını ifade eden Ilgar, elektronik atıkların ilgili firmaya teslimi yapıldıktan sonra takibinin yapılmadığını bunun da çok tehlikeli olduğunu anlattı.
Dünyada ''data güvenliği'' denen bir olay olduğunu, bilgilerin özel bir programla silindikten sonra kırıcılarla tekrar kullanılmaz hale getirildiğini ifade eden Ilgar, ''Türkiye'nin en büyük kapasiteli, en gelişmiş teknolojiye sahip elektronik atık imha ve geri dönüşüm tesisini kurduk ancak hiçbir banka ve devlet kuruluşuna hizmet veremiyoruz. Bunların elektronik atıkları ne yaptıkları da belli değil. Özel bilgilerin hard disklerden silinmesi özel uzman ekiple ve özel programlarla yapılabilir. Yalnızca formatla kişisel bilgiler silinmez. Bu bilgiler art niyetli insanların eline geçtiği zaman bilgilerinizi internette veya başka ortamlarda görebilirsiniz'' şeklinde konuştu.
MKE'DEKİ ELEKTRONİK ATIKLAR
Kamu kurum ve kuruluşlarının da elektronik atıklarını Makine ve Kimya Endüstrisine (MKE) gönderdiğini kaydeden Ilgar, ''Ancak bu atıklar illerde MKE'ye ait açık depolarda toplum sağlığı açısından tehlike arz edecek şekilde muhafaza ediliyor. Bir de şuraya dikkatinizi çekmek istiyorum. MKE depolarına kamu kurum ve kuruluşlarından gelen bilgisayarlara baktığımızda hard disk gibi birçok parçanın olmadığını görüyoruz. Bu parçalar nereye gidiyor?'' şeklinde konuştu.
Belediyelerin elektronik atık konusunda toplama merkezi kurmak zorunda olduğunu vurgulayan Ilgar, vatandaşların da atıklarını bu toplama merkezlerine ya da geri dönüşüm firmalarına götürmeleri gerektiğini dile getirdi.
Elektronik atık alanında Türkiye'de en önemli tehlikenin buzdolabındaki gaz, floransan lambalar ile televizyon ve monitör tüplerinin oluşturduğunu belirten Ilgar, ''Televizyon tüpleri zehirli kurşun ve fosfor ihtiva ediyor. Floransan lambaların içindeki cıva gazının 320 kilometre gitme özelliği var. Buzdolabının da içindeki 1 gram gaz 10 bin kat egzoz gazından daha tehlikeli. Bunların hurdacılarda gelişi güzel parçalanması insan sağlığı açısından risk oluşturuyor. Yurt dışında bunları alıp satamazsın. Hurdacıya veremezsin'' diye konuştu.
''Türkiye'de elektronik atıklar gelişi güzel şekilde hurdacılar tarafından toplanmasının toplum sağlığı açısından da sakıncaları var'' diyen Ilgar, şöyle konuştu.
''Acilen Elektronik Atık Yönetmeliği'nin çıkarılması gerek. Atık olayı devletin politikası olmalı. Üretici firmalarının da 'Kirleten öder' prensibi ile hareket etmeleri gerek. Bununla alakalı Avrupa'da 2006'da 'Atık Elektrik Elektronik Ekipmanları' diye yönetmelik çıktı. Bu yönetmelik Türkiye'de çıktıktan sonra üreticiler bazı ürünlerini sübvanse etmek zorunda kalacak, bunlarla ilgili tesisler kurulacak. Ayrıca hurdacılara elektronik eşya satışı da yasaklanmalı. Bu çok önemli.''