Antalya’nın Kumluca ilçesinde bu yıl ilki düzenlenen Domatexpo Fuarı kapılarını ziyaretçilere açtı. Toplam 24 ilden 68 domates üretici firmasının katıldığı Toptancı Hali’ndeki fuarın açılışına a Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Antalya Valisi Ahmet Altıparmak, Kumluca Belediye Başkanı Hüsamettin Çetinkaya, Türkiye Sebze Meyve Komisyoncuları Federasyon Başkanı Yüksel Taşvan, Türkiye Tohumcular Birliği Başkanı Hakkı Şafak Ses, Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Kumluca Kaymakamı Salıh Işık, Ziraat Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı Sedat Kolcuoğlu katıldı.
Bakan Eker açılışta yaptığı konuşmada, Antalya’nın binlerce yıldır insanlık tarihinin geliştiği, turizm ve tarım için de çok önemli bir yer olduğunu bildirdi. Örtü altı tarımın Türkiye’deki en önemli tartışmasız merkezinin Kumluca olduğunu belirten Bakan Eker, “Kumluca’daki çiftçileri yürekten destekliyorum. Domates Anadolu topraklarının ürünü değil. Amerika’nın ürünü. Amerika kıtası keşfedilene kadar dünya domatesten haberdar değildi“ dedi.
Türkiye’nin dünyanın en çok domates ihraç eden ilk 4 ülkesinden biri olduğunu kaydeden Bakan Eker, "Türkiye’de bu yılki üretim yaklaşık 12 milyon ton. Şimdi bize ait olmayan, bizim topraklarımızın ana vatanı olmayan bir sebzeyi Antalya modern teknoloji ile öyle bir noktaya getirmiş ki bugün dünyanın ilk 4 ülkesi arasındayız" diye konuştu.
Çiftçilik yapılan yerlerde atıkların geri dönüşüme kazandırılması için de proje hazırlandığını ifade eden Bakan Eker, “Kimyasal madde bütün canlılara zehir. Bütün canlılarımızı buna karşı koruyacağız. Proje yaptık. Antalya çiftçisinin ne kadar çevreci olduğunu burada bu projeyle birlikte göreceğiz. Ürünleri alacağız, üç defa yıkayacağız, özel kaplara yerleştireceğiz. Sonra bunları yeni plastikler üretilmesi için kullanacağız. Valiliğin de belediyeyle birlikte başka bir projesi var. Sera atıklarının enerjiye dönüştürülmesi ile ilgili. Bunu da ileriye doğru götürmemiz lazım” dedi.
35 yıldır tarım sektörü ile ilgili çalıştığını söyleyen Bakan Eker, şöyle konuştu:
“Tarım Bakanlığı’nda büyüdüm. Veteriner fakültesi öğrencisiyken Tarım Bakanlığı’na alt düzeyde memur olarak girdim. Sektör zor bir sektör, tabiat şartlarına bağlı bir sektör. Her şey sürekli bir kararlı denge üzerinde gitmek durumunda. Dünyanın fiyatları artar, biz sıkıntı çekeriz. Çünkü kullandığımız girdiler var, petrol var. On yılda petrol fiyatları 12 kat arttı.”
“TÜRK ÇİFTÇİSİ 105 MİLYONUN KARNINI DOYURUYOR”
Türkiye çiftçisinin 75 milyonun karnını doyurduğunu söyleyen Bakan Eker, "Gıda sorunumuz yok. 30 milyonun üzerinde turist geliyor bu memlekete. Onların karnı da bu ürünlerle doyuyor. Toplam 105 milyon insan. Üstüne de bunun 15 milyon doları gıda. Türkiye’nin çiftçisi 15 milyar dolarlık gıda ihraç ediyor dünyaya. Tük çiftçisinin alnının teridir bu. Burada kimse Türk çiftçisine haksızlık yapmasın. 23 milyar dolar tarım hasılası bugün 63 milyar dolar” ifadelerini kullandı.
İleriye dönük hedeflere değinen Bakan Eker, “Önümüzde bir hedef var. 2023 hedefinde 150 milyar dolarlık tarım hasılası planlıyoruz. Bu da çok büyük bir hedef değil, gerçekçi bir hedef. Rahatlıkla ulaşılabilir bir hedef” dedi.
Üreticilerin sıkıntılarını dinlemek için geldiğini söyleyen Bakan Eker, “Sıkıntılar oluyor. Üretici sıkıntıda, biz bunu bugün dinlemeye geldik. Sizinle bunu konuşmaya ve bunun çözümünü geliştireceğiz. Üretici birlikleri kanununu biz çıkardık. Her millet kendi kültürüne göre çözüm geliştiriyor. Biz Batı Avrupa ülkeleri gibi kooperatif konusunda yeterli mesafe katedemedik. Kanunda bir iyileştirme vakti geldi. Biz onun üzerinde şu anda çalışıyoruz” şeklinde konuştu.
“DÜNYA SEBZE ÜRETİMİNDE 4’ÜNCÜYÜZ”
Dünya sebze üretiminde Türkiye’nin 4'üncü sırada olduğunu kaydeden Bakan Eker şöyle konuştu:
“Bu önemli bir husus. 24 milyar hektar arazide 6.5 milyon çiftçi üretim yapıyor. Çin, Hindistan, ABD’den sonra Türkiye geliyor. Sebze üretimi bu yıl yaklaşık 28 milyon ton. Domates üretiminde Türkiye önemli bir noktada. Domates ihracatında dünyanın 4’üncüsü. Biz birlikte dünyayı takip etmek zorundayız. Biz bir havza modeli geliştirdik. Tarım topraklarının haritasını çıkardık. Her 2 buçuk dönümlük arazide hangi verimlilikle yetiştiriliyor biliyoruz. Adeta MR’nı çekiyoruz. Bundan sonraki süreçte organize sanayi bölgelerini organize tarım bölgeleri altında farklı yapılarla şehirleşmeye uygun bir hale getireceğiz.”
Türkiye’nin 16.2 milyon ton sadece sebze tohumu ürettiğini ifade eden Bakan Eker, “10 yıl önce toplam 145 bin ton tohum üretiyordu. 2011'de 637 bin tona çıktı. Bu yüzde 339 artış demektir. Tohum sertifikalı sebze ihracatında 16. 2 milyon sadece sebze tohumu üretiyor” dedi.
Antalya’da 4 bin 706 tane makine ekipman projesine destek olduklarını kaydeden Bakan Eker, “Verdiğimiz hibe 15 milyon. 2012 yılı içerisinde bugüne kadar Antalya çiftçisi 60 milyon 300 bin lira nakit hibe destek aldı. Ziraat Bankası’nın kredi uygulamalarında zaman zaman çiftçilerimizle ilgili sorun olduğunu biliyoruz. Bizim çiftçilere kredi kullandırılırken biz faizi yüzde 0-7.5 arasına çektik. Bankaya faiz parasını biz hükümet olarak ödüyoruz dedik. Aradaki farkı biz bankaya ödüyoruz. 2011 yılında Antalya’ya kullandırılan zirai kredisi 1.2 milyar lira” diye konuştu.
“TOHUMLARIMIZIN YÜZDE 93.6’SI YERLİDİR”
Türkiye Tohumcular Birliği Başkanı Hakkı Şafak Ses ise, Türkiye’de tohum alımı konusunda yanlış bilgilerin oluştuğunu ifade ederek, “Haksız ve gerçek olmayan bir takım bilgiler halkımın hafızasında ciddi hasarlar oluşturmuştu. Türk tohumlarının yüzde yüzünün ithal olduğu, çoğunun da İsrail’den geldiği, insan sağlığını tehdit etme yönünde yanlış algılar olduğu bilgileri vardı. Türkiye topraklarına ekilen hiçbir tohum ne GDO yönünden ne de farklı şekilde sağlığı tehdit edici şekilde değildir. Tohumlarımızın yüzde 93,6’sı yerlidir” dedi.
"SERALAR TİCARETHANE KAPSAMINDAN ÇIKARILMALI"
Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar da, tohumculukta bir yanlış algılama olduğunu belirterek, "Bu ülke sebze tohumunun yüzde 93'nü kamu ve özel sektör olarak kendi üretiyor. Üretimde hiçbir problemimiz yok. Pazarlamada problem var. Üretici birliklerinin idari ve mali yönden daha güçlü hale gelmesi lazım. Üretimde sorun yok, üretiyoruz pazarlayamıyoruz” şeklinde konuştu.
Bayraktar, örtü altı yetiştiriciliğinde maliyeti etkileyen en önemli faktörlerden birinin elektrik giderleri olduğunu, seralarda elektrik enerjisinin sulama, havalandırma, ısıtma, aydınlatmada kullanıldığını ifade ederek, “Seralar, ticarethane kapsamından çıkarılmalı, daha uygun fiyatla elektrik alması sağlanmalıdır” dedi. İşletmelerin küçüklüğü, pazarlama sorunları, tarımsal girdilerde dışa bağımlılık ve girdi fiyatlarındaki artış nedeniyle üretim maliyetlerinin yüksekliği, üreticinin maliyetin altında ürün satmak zorunda kalması gibi karşılaşılan genel sorunların örtü altı yetiştiriciliğinde de temel sorunlar olduğunu kaydeden Bayraktar, şunları söyledi:
"Ülkemiz seraları işletme yapısı ve sera büyüklüğü yönünden aile işletmeleri şeklinde olup, genelde küçük alanlara sahiptir. Aile tipi küçük işletmelerin yaygınlığı sermaye yetersizliğini beraberinde getirmekte, üretici serasına gereken yatırımı yapamamakta ve modern teknolojilerin kullanımı da buna bağlı olarak sınırlı kalmaktadır. Kontrollü örtü altı üretim alanlarında Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerince düşük faizli işletme ve yatırım kredisi kullandırılsa da işletmelerin yenilenmesinde ve modernizasyonunda arzu edilen seviyeye gelinememiştir. Özellikle seracılığın yoğun olarak yapıldığı bu bölgede önemli konulardan biri de mülkiyet sorunudur. Her ne kadar Hazine ve 2/B arazilerinin satışı ile mevzuat çıkmış olsa da hala mülkiyet sorunu devam etmektedir. Mülkiyet sorunu nedeniyle Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıt yaptıramayan üreticilerimiz desteklerden yararlanamadığı, düşük faizli kredi kullanamadığı gibi TARSİM tarafından da standartlara uygun olmadığı gerekçesiyle sigorta da yaptıramamaktadır."
Örtü altı yetiştiriciliğinde maliyeti etkileyen en önemli faktörlerden birinin de elektrik giderleri olduğunu anlatan Bayraktar, seralarda elektrik enerjisinin sulama, havalandırma, ısıtma, aydınlatmada kullanıldığına dikkat çekti. Seralarda kullanılan elektriğe ise ticarethane tarifesi uygulandığını vurgulayan Bayraktar, “Seracılık faaliyetlerinin iklime bağlı kalmadan, işletme karının artırıldığı üretim şekli olduğu gerekçe gösterilerek, tarımsal sulama elektrik abone kapsamına dahil edilmemektedir. Seralar, ülke insanının beslenmesini sağlayan, istihdam yaratan, sanayiye ham madde temin eden, tarımsal amaçlı üretim faaliyetlerinin yapıldığı işletmelerdir. Maliyetlerin düşürülerek, işletmelerin de rekabet gücünün artırılabilmesi bakımından seralar ticarethane kapsamından çıkarılmalı, daha uygun fiyatla elektrik alması sağlanmalıdır” dedi.
Açılış konuşmaların ardından seralarda kullanılan kimyasal ilaçların plastik kaplarının geri dönüşüme kazandırılması için ‘Doğaya ait olmayanları toplamak için’ yazılı kutuların kullanımı projesinin açılışı çiftçilerle birlikte yapıldı. Bakan Mehdi Eker, Domatexpo Fuarı’nın açılış kurdelesini kestikten sonra fuar alanını gezdi. Burada Bakan Eker’e domates dondurması ikram edildi.