KKTC 2.Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile başlayan ve şu anda Eroğlu’nun görevi devraldıktan sonra Hristofyas’la gerçekleştirilen müzakere sürecinde 18 Mart günü 100.görüşme gerçekleştirilecek. 100. görüşme taraflara bugüne kadar ki 99 görüşmeyle ilgili bir değerlendirme yapma fırsatı vermesi için önemli bir fırsattır.100.görüşmede yapılacak değerlendirmeler, müzakerelerin sonucunda anlaşmaya varılması yolunda ivme yaratma bakımından önem kazanırken, ortaya çıkacak sonuçlar, bundan sonraki görüşmelere de ışık tutacağı beklentisinin oluşmasına neden olmaktadır.
Müzakerelerde en zorlu başlık olarak ortada duran Mülkiyet konusuyla ilgili taraflar arasında derin uçurumların olması çalışmaların bu başlıkta yoğunlaşmasına neden oluyor. İki tarafın uzmanlarıyla, BM'nin mülkiyet konusunda sağladığı teknik uzmanların ABD'de görüşerek fikir alışverişinde bulunmaları uzlaşı yolunda önemli bir gelişme olarak karşımıza çıkmakta.
Bir yandan müzakereler devam ederken diğer yandan da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti otoritesini tanımama adına Rum tarafının kışkırtıcı tavırları da devam ediyor. Son olarak yasa dışı yollardan Kapalı Maraş’a girilmesi olayında 2 Rum vatandaşı dışında Avrupa Parlamentosu milletvekillerinin de olayın içinde olması konuyu farklı noktalara çekme olarak değerlendirilmekte.
Kıbrıs sorununun çözümsüz kalması Kıbrıs Türk Toplumunda moral bozukluğu ve ümitsizliğe yol açmaktadır. Yılladır zalimce uygulanan ambargolar ve kısıtlamalara maruz kalan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne , Anavatan Türkiye tarafından sağlıktan eğitime, ulaşımdan turizme kadar her alanda destek verilmeye devam edilmektedir.Son olarak ‘’ Asrın Porjesi’’ olarak adlandırılan, Türkiye'den KKTC’ye yılda 75 milyon metreküp suyun deniz altından borularla getirilmesi projesinin hayata geçirilmesiyle de Anavatan Türkiye’nin KKTC’ye verdiği destek bir kez daha güçlü bir biçimde vurgulanmaktadır.Bu proje aynı zamanda KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun müzakerelerdeki pozisyonunu daha da güçlendirecektir.
BYTURCO KKTC olarak dileğimiz,yıllardır devam eden müzakerelerin ucu açık bir süreç olmadan belirli bir zaman ve takvimle sınırlandırılması ile sonuçlanmasıdır.Adil,kalıcı bir anlaşmanın hayata geçirilmesi Kıbrıs Türk Toplumunun geleceğe daha güvenli yürümesine neden olacaktır.