Prof. Dr. Ata Atun Yazdı :Güney Kıbrıs’ın NATO Aşkı
|
|
|
|
KKTC Cumhurbaşkanı Politik Danışmanı, Prof.Dr. Ata Atun gündeme dair özel köşe Yazısında : Güney Kıbrıs’ın NATO Aşkı başlığı ile çok özel bir konuyu okuyucularıyla paylaştı. |
|
|
|
9 Aralık 2024 Pazartesi - 12:37 |
|
|
|
|
|
|
|
HABER :İREM KESİM/KKTC
BYTURCO MEDYA HABER MERKEZİ,
BYTURCO MEDYA GRUBUMUZA AİT Gazetelerde köşe yazan ilgi ve beğenyle okunan KKTC Cumhurbaşkanı Politik Danışmanı, Prof.Dr. Ata Atunun yine ilgiyle okunacak çok özel özel köşe Yazısı
Güney Kıbrıs’ın NATO Aşkı
Rum liderlerden Glafkos Klerides, 1993 seçimlerinde Başkan adayı olurken yaptığı
seçim konuşmalarında, “AB’ye tam üyelik için başvuru yaptık. Tam üyeliğe kabul
edilince AB’yi arkamıza alıp Türkiye’yi ve Kıbrıs Türklerini adadan atacağız, Kıbrıs’ın
tek sahibi ve egemeni olacağız” diyordu.
Kendilerine göre güzel bir hayaldi.
Bu inançla yıllarca AB’nin arkasında koştular.
Yunanistan’ın “periferik ülkelerin AB’ye katılımı içinde Kıbrıs Rum Yönetimi de üyeliğe
kabul edilmez ise genişlemeyi veto ederim, hiçbir ülkeyi topluluğa üye edemezsiniz”
şantajı sonunda, Avrupa Birliği hem kendi kuruluş deklarasyonunu hem de 1960
Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasını bile bile çiğneyerek, 1 Mayıs 2004 tarihinde Kıbrıs
Rum Yönetimini üyeliğe kabul etti.
Ve Kıbrıs Rum Yönetimi, yıllar içinde Kıbrıs konusunda Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak,
taviz elde etmek, Türk askerinin adadan çekilmesini sağlamak için arkasına AB’yi aldı
ve her türlü düzenbazlığı yaptı.
Yapmasına yaptı da hiçbir kazanım elde edemedi.
Yıllar içinde devir ve güç tam tersine döndü, AB zayıflamaya başlarken, Türkiye
güçlenme sürecine girdi. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi de yıllar içinde başrolü
oynadığı uyuşturucu, ticareti, insan kaçakçılığı ve AB’ye sunduğu sahte devlet
bütçeleri nedeni ile AB içinde bayağı gözden düştü.
Ukrayna savaşından önce Kıbrıs Rum Yönetimi Rusya’nın AB içindeki truva atıydı.
AB’nin Rusya aleyhine alacağı her kararı veya yaptırımı hemen Rusya’ya bildiriyordu
ve aldığı talimata göre de gerekirse “Veto” hakkını kullanıp, kararın geçirilmesini
önlüyordu. Tabi Rusya da, BM Güvenlik Konseyinde Kıbrıs Rum Yönetimi’nin truva
atıydı. Hatırlarsınız, 24 Nisan 2004 tarihinde Annan Planı ile ilgili yapılan
referandumda Rumlardan “Hayır” çıkınca dönemin BM genel Sekreteri Kofi Annan,
“Kıbrıs Türklerine uygulanan ambargoları kaldıralım” önerisini daha BM Güvenlik
Konseyine sunamadan Rusya veto edeceğini bildirmiş, öneri sunulamamıştı.
Ukrayna savaşının ilk döneminde Kıbrıs Rum Yönetimi’nin üyesi olduğu AB’nin
Rusya’ya ambargo uygulaması sonucunda, bu dostluk ve işbirliği bozuldu.
Bu yıllara dayalı çıkar dostluğu bozulunca Kıbrıs Rum Yönetimi, AB’nin istenmeyen
üyesi konumuna düştüğü ve Rusya ile arası bozuk olduğu için, sırtını dayayacak
başka bir “dayı” bulmanın peşine düştü.
İlk yaptığı iş ABD, Fransa ve İtalya’ya Güney Kıbrıs’ta askeri üs vermek, hava ve
deniz limanlarını bu ülkelerin askeri kullanımına açmak oldu. Türkiye ile savaşa
girerse, bu ülkeler onun yanında Türkiye’ye karşı savaşında yanında olsun diye
“Stratejik Anlaşmalar” yaptı. Ama süreç içinde ABD’nin Fransa’nın ve İtalya’nın
Güney Kıbrıs Rumları uğruna Türkiye’yi karşılarına almak niyetinde olmadığını
anladığı için de farklı arayışa girerek gözünü NATO’ya dikti.
1952 yılında Süveyş krizi nedeni ile yaşanan Arap İsrail savaşından sonra Orta
Doğu’dan Fransa ve İngiltere’yi kovarak Orta Doğu’ya adımı atan ABD, aradan geçen
72 yılın sonunda Orta Doğu’daki gücünü iyice kaybetti. Önce Irak’tan çekildi. Şimdi
de Suriye’den çekilmek zorunda kalacak. Yıllarca tepe tepe kullandığı Orta Doğu
petrollerine sahip ülkeler de kendi güdümünden çıkmaya, tek başlarına karar
almaktan çekinmemeye ve ABD’ye baş kaldırmaya başlayınca ABD de yeni bir
arayışa girdi.
Türkiye’nin varlığı ve gücü nedeni ile Doğu Akdeniz’deki petrol ve doğalgaza bir türlü
ulaşamayan ABD ve AB, Kıbrıs Rum Yönetiminin NATO’ya giriş isteğini “Kazan
kazan”a dönüştürmek peşine düştüler.
Görünen o ki, Türkiye’ye bu konuda baskı yapamayacaklarını bildikleri için, Kıbrıs
konusunda Türkiye’nin kabul edeceği şartlara ve koşullara karşılık Kıbrıs Rum
Yönetiminin NATO’ya kabul edilmesi kartını masaya koyacaklar.
Orta Doğu’da yeni haritalar çizilirken ve sınırlar oluşurken, Akdeniz ve Kıbrıs üzerinde
de bazı hesaplar var gibi görünüyor. Bu durumda bilinmesi gereken şey Türk Kıbrıs’ın
her zamankinden daha fazla Türkiye’ye ihtiyacı olduğudur.
Prof. Dr. (İnş. Müh.), Doç. Dr. (UA. İliş.) Ata ATUN
KKTC Cumhurbaşkanı Danışma Kurulu Üyesi
KKTC Cumhuriyet Meclisi 1. Dönem Milletvekili
|
|
|
|
|
|
|
|
FACEBOOK YORUM |
Yorumlarınızı
Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın... |
|
|
|
|
|
|
|
YORUMLAR |
Onay bekleyen yorum yok. |
|
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din,
ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük
harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Bu haber henüz yorumlanmamış...
|
|
|
|
|
|
|
|
DİĞER HABERLER |
|
|
|
|
|
|
|