Başbakan Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Dolmabahçe’deki Başbakanlık Çalışma Ofisi’nde yaptıkları görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Toplantıda ilk olarak konuşan Başbakan Erdoğan, Türkiye ile Rusya arasındaki Üst Düzeyli İşbirliği Konseyi toplantısının ilkinin 2010 yılında gerçekleştirildiğini hatırlatarak, bugün de Putin ile birlikte konseyin 3. toplantısına başkanlık ettiklerini söyledi. Erdoğan, bu toplantıların iki ülke ilişkilerinin daha da güçlenmesinin ve çok boyutlu bir ortaklığın niteliğini kazanmasının temel nişanelerinden biri olduğuna değinen Erdoğan, şöyle devam etti:
“Bugünkü toplantıda enerji alanında birlikte yürüttüğümüz projelerden, kültürel ilişkilerimizin gelişmesine kadar ikili ilişkilerimizin her türlü veçhesini ele alma fırsatı bulduk. Ülkelerimiz arasında işbirliğinin itici gücünü teşkil eden ekonomik ve ticari ilişkilerimiz hızlı bir gelişim içindedir. Göreve geldiğimizden bu yana aramızdaki ticari ilişkilerin 7 kat arttığını görüyoruz. Rusya Türkiye’nin 2. en büyük ticari ortağı konumundadır. 2011 yılında 30 milyar dolar olan ticaret hacmimiz 2012 yılı ocak ayında 24.5 milyar dolar olarak gerçekleşti. Yılsonu itibariyle 35 milyar doları bulmasını bekliyoruz. Karşılıklı yatırımlarda da önemli bir ivme kazandı. Sberbank 3.6 milyar dolar karşılığında Denizbank’ı satın almak suretiyle ülkemiz bankacılık sektörüne girmiş bulunuyor. Rus yatırımcıların ülkemiz ekonomisine güvenin açık göstergesi. Bizim girişimcilerimiz de Rusya’da 10 milyar doları aşan yatırım gerçekleştirdiler. Bu noktada inşaat şirketlerimizin Rusya’daki başarılı faaliyetlerine de değinmek isterim. Bugüne dek hayata geçirdikleri 40 miyar dolar değerindeki 1400 civarındaki proje ile Rus piyasasının güvenini kazanmış durumdalar.”
Akkuyu'daki ilk nükleer santral inşaatını yapacak olan Rus Rosatom şirketinin sermaye artırımı kararı almasını memnuniyetle karşıladıklarını dile getiren Erdoğan, “Toplamda 1.5 milyar dolara ulaşan bu sermaye aktarımı 2.4 milyar dolara yükseltilecek. Toplam yatırım büyüklüğü yaklaşık 20 milyar dolar olan Akkuyu nükleer güç santrali ülkemizde bir kalemde yapılmış en büyük yatırım olacak. Akkuyu nükleer santrali ile ilgili çalışmaları sorunsuz devam ettiriyoruz” dedi.
Erdoğan, Putin ile yaptıkları görüşmede iki ülke arasındaki insani ve kültürel ilişkileri de ele alma imkanı bulduklarını belirterek, “Bu çerçevede kültür merkezlerinin kurulmasını, aziz şehitlerimizin hatıralarını yad edebilmeyi sağlayacak şehitlikleri karşılıklı açmaya yönelik anlaşmaları da imzaladık. Bu anlaşmaların vizelerin kaldırılması ile ivme kazanan beşeri temaslara yeni bir ivme kazandıracağını düşünüyorum. Turizmde Almanya’dan sonra Rusya 2. sırada yer almakta. Bunun artarak devam ettiğini görüyoruz. İki ülke halklarının birbirini daha yakından tanımasına yönelik çalışmalarımız inanıyorum ki kültürel değişimlerle birlikte farklı şekilde gelişme kaydedecektir” şeklinde konuştu.
Erdoğan, toplantıda Suriye başta olmak üzere Ortadoğu’nun durumunu da değerlendirme fırsatı bulduklarını ifade etti. Filistin’in BM’de gözlemci üye statüsü ile tanınmasına Rusya Federasyonu’nun vermiş olduğu katkıya teşekkür eden Erdoğan, “Bu dış politika prensibimizin dostumuz Rusya’nın tutumu ile temel ilkede örtüştüğünü görmek memnuniyet verici” dedi.
Suriye’de yaşanan iç savaşa da değinen Erdoğan, en büyük temennilerinin Suriye’de süren çatışma ve akan kanın durması olduğunu söyledi. Erdoğan, “Dışişleri bakanlarımıza düşen daha yoğun çalışmak suretiyle burada netice almaya yönelik adımlar atmak. Suriye halkının özgür iradesinin hakim kılınması hem ülkemiz, hem bölgemiz, hem de uluslar arası toplum için hayati öneme sahiptir. Bütün bunların Rus dostlarımızla ortak temennimiz olduğunu teyit etmiş olduk. Aramızdaki bu samimi diyalog Türkiye-Rusya ilişkilerine damgasını vuran stratejik perspektifin doğal neticesidir. Biz stratejik vizyonun bölgesel huzur refah ve istikrara katkı sağladığını düşünüyoruz ve ilişkilerimizi bu boyutu ile de önemsiyoruz. Türkiye-Rusya ilişkileri çabalarımızla çok daha aydınlık bir geleceğe taşınacaktır. 100 milyar seviyesindeki ekonomik ve ticari ilişkilerine ulaşmayı hedefliyoruz. Bu yıl itibariyle 35 milyar doları gerçekleştirdiğimize göre önümüzdeki süreçte de 100 milyar doları aşacağız” şeklinde konuştu.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ise, iki ülke arasındaki karşılıklı ilişkilerin geliştiğine dikkat çekerek, “Bu çok güzel bir göstergedir. En yakın zamanda ticaret hacmimizi 100 milyar dolara çıkarmak istemekteyiz” dedi. “Bizim işbirliğimiz sadece hidrokarbon ile sınırlı değil” diyen Putin, “Zor anlarda biz her zaman partnerlerimize destek sağlıyoruz. En yakın zamanda projeyi gerçekleştirmeye başlayacağı ilk nükleer santral projesinin yatırım hacmi gerçekten çok ciddi. 20 milyar dolar Rus tarafından karşılanacaktır. Bu yatırımın yüzde 25’i Türkiye’de yeni iş yerlerinin kurulmasına yönlendirilecektir” ifadelerini kullandı.
Rus Sberbank’ın Denizbank’ı satın aldığını hatırlatan Putin, “Bu ticaret olayı tüm Avrupa’da bu sektörde en büyük ticaret olayı oldu. Toplantı çerçevesinde insani konulara değinilmiştir. Tabii ki atom projesini konuştuk. Artık yüzden fazla Türk öğrencisi nükleer konusunda Rusya’da eğitim görüyorlar. Turizm alanında işbirliğimiz çok önemlidir. Türkiye Cumhuriyeti’ni 3.5 milyon vatandaşımız ziyaret etmiştir Bu da vatandaşlarımızın ülkenize duydukları güvenin göstergesidir. Rusya ve Türkiye komşu ülkelerdir. Tarihimizde çok sayıda ortak ve bazı dramatik sayfalar vardır. Biz bunlara saygı ile davranıyoruz. Türkiye’deki Rus şehitlikleri ve Rusya’daki Türk şehitlikleriyle ilgili anlaşma imzalandı. Bizim atalarımızın hatıraların ölümsüzleştirilmesi adına şehitlikler kuracağız” dedi.
Putin, Erdoğan’la yaptıkları görüşmede Gazze ve Suriye sorunu ile Ortadoğu’nun son durumunu konuştuklarını ifade ederek, “Sayın Başbakan ve tüm Türk dostlarımız yapıcı görüşmeler için teşekkür sunmak istiyorum” diye konuştu.
Rusya Devlet Başkanı Putin, bir gazetecinin Suriye konusundaki sorusu üzerine, “Suriye’deki olaylarla ilgili pozisyonlarımız birbirine benziyor. Suriye’nin geleceği ile ilgili hangi metotlar kullanılabilir bu konuda bazı farklılıklarımız var. Sayın Başbakanla gerçekleştirdiğimiz görüşmede yeni fikirler üretilmiştir. Biz bu fikirler üzerinde çalışacağız. Bir ülkenin toprakların ateş açılıyorsa bu olayları görmemek çok zordur. Türkiye ve Rusya komşu ülkelerdir. Her ülkenin büyük sorumlulukları var. Bizim de sorumluluğumuz var. Çünkü Rusya sınırına da yakın yerlerde bu olaylar meydana geliyor. Bu konuda Türk dostlarımızla dayanışma içinde bulunacağız” dedi.
Putin, Suriye’nin Türkiye’ye karşı nükleer bir silah kullanma ihtimalinin sorulması üzerine, “Suriye’nin nükleer silahı yok. Nükleer silah üretimine yakın bile değil. Patriot füzelerine gelince bu dünyanın en iyi ve yeni sistemi değil. Türkiye’nin sınırında meydana gelen olaylarla ilgili kaygıların paylaşıyoruz, anlıyoruz” ifadelerini kullandı.
Rusya’nın Suriye’deki rejimin destekçini olmadığını söyleyen Putin, “Biz bu rejimin avukatı değiliz. Bizi kaygılandıran şeyler Suriye’nin geleceğidir. Yakın geçmişte yapılan hataların tekrarlanmasını istemiyoruz. Libya’daki militanlarını bazı rejimler nasıl desteklediler ve sonuçta bu ABD Büyükelçisinin ölümü ile sonuçlandı. Bir adım atarsak önce bunun sonuçlarını düşünmeliyiz. Bugün Türk dostlarımızla bu konuyu da görüştük. Yeni fikirler ortaya atıldı. Bunların üzerinde çalışılması lazım” diye konuştu.
Rusya Devlet Başkanı, Suriye’nin komşularına herhangi bir saldırıda bulunabileceğini düşünmediğini de sözlerine ekledi.
Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin sorusu üzerine, Türkiye’nin İran ile olan doğalgaz konusundaki işbirliğinde fedakarlık edemeyeceğini söyledi. İran’ın Türkiye’nin doğalgaz ithal ettiği ikinci ülke olduğunu hatırlatan Erdoğan, “Bu konu ile ilgili olarak bize ‘buna da uyacaksınız’ gibi yaptırımlar olduğunda biz buna uymayız. Bu bizim için stratejik öneme sahip. Biz ihtiyacımız buradan karşılayacağımızı söyledik. Bu bizimi için stratejik bir ürün. Biz bunu alırız, yapmamız gereken takas neyse bunu da yapacağımızı kendilerine söyledik. Çünkü buna benzer şeyleri farklı ülkeler yaparken oluyor da Türkiye böyle bir adımı attığı zaman niye olmasın. Her ülke kendi çıkarlarını düşünüyor, tabii ki Türkiye de düşünecektir” dedi.