Talat, adaylık için günü geldiğinde değerlendirme yapacağını söyledi.
Ofisinden verilen bilgiye göre, 2. Cumhurbaşkanı Talat, katıldığı bir TV programında çeşitli konuları değerlendirdi.
Filistin'e üye olmayan gözlemci devlet statüsünün verilmesinin çok önemli olduğunu ifade eden Talat, acılar çekilerek ve kan bedeli ödenerek yürütülen bir hareketin başarıya ulaştığını, bu başarının ABD'nin de engellemesine rağmen olduğunu kaydetti.
"Filistin'in kazandığı statü ile birlikte, KKTC için darısı başımıza denebilir mi" şeklindeki soruyu yanıtlayan Talat "Biz kendimizi dünyaya kabul ettirebilmiş değiliz ki" dedi. Talat şöyle devam etti:
"2004 referandumundan sonra BM'nin kurumları bize sıcak baktı biz de bu çerçevede bir değerlendirme yaptık. İzolasyonlar devam ederse ve biz çözüm istemeye devam edersek, bununla birlikte Rum tarafının çözüme karşı duruşu görünür olmaya devam ederse, o zaman biz BM'nin kurumlarına gözlemci olarak katılan bir halk olmak amacıyla başvuruda bulunalım dedik ve burada aslında Filistin'i örnek aldık."
Talat, bu çerçevede bazı BM yetkilileri ile görüştüklerini ve kendilerine "bunun için daha zaman var" dendiğini kaydetti.
Bu pozisyonun 2010 ile birlikte tamamen yitirildiğini savunan Talat, o statü için çalışmanın bundan sonra hayal olduğunu, çözüm yolunda sürekliliğin esas olduğunu söyledi.
Kıbrıs Türk halkının konuyu iyi anlaması gerektiğini vurgulayan Talat, Rum Yönetimi Lideri Dimitris Hristofyas ile 30 küsur mutabakat kağıdı hazırladıklarını söyledi.
Hala bir sürü insanının "hangi konularda anlaştınız ki?" diye sormakta olduklarına dikkat çeken Talat, "maalesef bunlar arasında gazeteciler de var" dedi.
Talat, 2010'dan beri ise hemen hiçbir konuda ilerleme olmamasının manidar olduğunu kaydetti.
TÜRK-YUNAN EŞİTLİĞİ
Talat bir başka soru üzerine "Biz ne Kıbrıs Cumhuriyetini arıyoruz, ne de Türkiye ile birleşmek istiyoruz" dedi. Talat, "Madem öyle Türkiyelilerin dolaşım özgürlüğünü niye istediniz?" şeklindeki soruya karşılık ise; kendisinin Türkiye AB'ye girene kadar Türk ve Yunan vatandaşlarının Kıbrıs'ta eşit haklara sahip olması gerektiğini savunduğunu ve bu hususun Kıbrıslı Türklerin onayladığı Annan planında da var olduğunu, zaten Yunan vatandaşlarının haklarının Kıbrıs özelinde kısıtlanmasının Kıbrıs sorununun çözümü için Yunan yetkililer tarafından kabul edildiğini kaydetti.
"BİR DÖNEM İÇİN KADER BİRLİĞİ
AKP ile yakınlığı olduğu hususunda bir soruyu da cevaplayan Mehmet Ali Talat, bir dönem için AKP ile kader birliği yaptıklarını anlatarak, Annan Planı sürecinde ilişkilerin çok yakın temelde sürdüğünü belirtti.
Bu çerçevede ilişkiler mükemmel bir noktaya getirilmişken, seçimlerden sonra Türkiye ile Kıbrıs Türkünün çatışır duruma sürüklendiğini ifade eden Talat, vatandaşı acıtacak her ekonomik önlemin "Ne yapalım Türkiye böyle istiyor" denilmesiyle ilişkilerin zedelenmesine yol açıldığını kaydetti.
BAŞKANLIK SİSTEMİ
Başka bir soruya yanıt veren Talat, başkanlık sisteminin olamayacağını, çünkü iki büyük partinin karşı olduğunu belirterek, "Sorun aslında parlamenter sistemde değil, ama bizdeki parlamenter sistem sadece kaos doğuruyor. Yasama ile yürütmenin birbirinden ayrılması ve yasamanın otonom olarak yasama faaliyeti yürütmesi gerekir. Tabii ki denetim de meclisindir. Milletvekili halkın vekilidir, yasa ve denetim yapar. Yürütme üyeleri yani bakanlar, seçilmiş Başkan veya Başbakanın işlerini yapmakta kendisine yardımcı olan siyasiler veya uzmanlardır. Bunları karıştırmamak lazım" dedi.
"ADAYLIK GÜNÜ GELDİĞİNDE DEĞERLENDİRME YAPACAĞIM"
Vatandaşların sorularına da yanıt veren Talat, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılıp katılmayacağının o günkü koşullara bağlı olduğunu belirterek, bugün aktif halde bulunmasının ille de adaylık maksadıyla olmadığını, Cumhurbaşkanlığı mevkiine ulaşmış birisi olarak halkın sorunlarıyla ilgilenmesinin boynunun borcu olduğunu, adaylık için günü geldiğinde değerlendirme yapacağını söyledi.
TÜRKİYE'NİN TELKİNLERİ
Bir başka soruya yanıt veren 2. Cumhurbaşkanı Talat, Türkiye'nin her telkininin tartışmasız kabulü ve bundan kaynaklanan, "Her şeyi Türkiye yapar" şeklindeki söylemlerin yanlış olduğunu kaydetti.
"Bu tür yaklaşımlar teslimiyetçiliği ve kişiliksizliği körükler ve Kıbrıs'ta özne olmanın önüne set koyar. Türkiye ile Kıbrıs Türkünün ilişkilerine nifak sokar. Kıbrıslı Rumlarla eşitlik iddianız havada kalır ve kimse, uluslararası toplum da, sizi dikkate almaz" diyen Talat, Elektrik Kurumu'nun bir özel şirkete devri konusunda ilk kez 1995-1996'da kendisine baskı yapıldığını, ancak kendisinin bunları kabul etmediğini hatırlattı "Ancak bir hususa daha dikkat etmeli. 2009'dan beridir elektriğe tek kuruşluk yatırım yapılmazsa yarın sistem çöktüğünde, sürüklene sürüklene özelleştirmeye gidilecek ve KTHY'de başımıza gelenlerin beş beteri müstahakımız olacaktır" diyen Talat, halkı uyanık olmaya çağırdı.