Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde görülen davada reddi hakim taleplerinde bulunulması üzerine verilen aranın ardından kararı açıklayan mahkeme heyeti, bazı sanıkların reddi hakim taleplerine ilişkin değerlendirmenin yapılması amacıyla dosyanın, bir üst mahkeme olan İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine hükmedildiğini bildirdi.
Mahkeme heyeti, diğer taleplerin ise reddi hakim talebi karara bağlandıktan sonra değerlendirileceğini ifade ederek, duruşmayı 28 Aralık Salı gününe erteledi.
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde görülen duruşmada, 186 sanık arasına sonradan Kemal Dinçer de katıldı.
Duruşmada avukatların yoklamasının tamamlanmasının ardından sanıkların kimlik tespitlerine geçildi. İddianame sırasına göre ilk olarak emekli Orgeneral Çetin Doğan'ın kimlik tespiti yapıldı.
SANIK OTURUNCA BAŞKAN UYARDI
Milli Savunma Bakanlığı tarafından açığa alınan Tümgeneral Gürbüz Kaya ise kimlik tespiti sırasında muvazzaf asker olduğunu belirterek, ''Aylık gelirim 4 bin 700 lira. Ancak dava nedeniyle açığa alındığım için 3 bin 200 lira alıyorum'' dedi.
Sanıklardan Ahmet Küçükşahin ise oturduğu yerden Harp Akademileri'nde görevli olduğunu söylemesi üzerine Başkan Ömer Diken, ''Bir rahatsızlığınız yoksa ayağa kalkar mısınız'' diye uyardı. Bunun üzerine ayağa kalkan Küçükşahin'in, kimlik tespiti tamamlandı.
190 sanığın kimlik tespitlerinin tamamlanması yaklaşık 3 saat sürdü. Mahkeme Heyeti Başkanı Ömer Diken, sanık avukatlarından bir kısmının dün mahkemelerine dilekçe vererek, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinde tazminat talep ettikleri gerekçesiyle mahkemenin üye hakimleri Ali Efendi Peksak, Davut Bedir ve Murat Üründü hakkında reddihakim talebinde bulunulduğunu söyledi. Başkan Diken, bu nedenle savunmalara geçilmeden önce bu konudaki taleplerin alınacağını kaydetti.
Bunun üzerine söz alan tutuklu sanıklardan Albay Dursun Çiçek, reddihakim taleplerini destekleyici açıklamada bulunacağını belirterek, bu iddianameyi kabul eden hakimler hakkında da reddihakim talebinde bulunmak istediğini söyledi.
Bu arada, avukat Cahit Özkan'ın Hukukçular Derneği adına, avukat Necip Kibar'ın da Rıdvan Kaya ve Hamza Türkmen adına davaya müdahil olmak için talepte bulunduğu bildirildi.
DURUŞMADAN NOTLAR
Rahatsızlığı nedeniyle hastanede olduğu belirtilen emekli Orgeneral Ergin Saygun'un avukatı tarafından mahkemeye sağlık raporu sunulduğu öğrenildi.
Yine davada sanık olarak yer alan muvazzaf askerlerin Merkez Komutanlığına bağlı bir minibüsle, emekli subayların bir kısmının ise Fenerbahçe Orduevi'nden kalkan araçla duruşmaya geldikleri belirtildi.
Sanıklar Mustafa Kemal Tutkun, Murat Üstündağ, Kemal Dünçer, Tümuçin Erarslan, Ali Demir, Kahraman Dikmen, Erol Ersan, Fikret Çoşkun ile başka suçtan tutuklu olan Cemal Temizöz duruşmaya gelmedi.
Duruşma salonunda sanıklar için ayrılan 199 sanık sandalyesinin çok azının boş kaldığı görüldü. Davaya bakan sanık avukatlarından katılımın fazlalılığı dikkati çekti.
Öte yandan, başka suçtan tutuklu olan Dursun Çiçek'in, duruşma başlamadan önce sanıkların bulunduğu bölümde gezerek tokalaştığı görüldü. Çiçek, yoklama sırasında ismini söylerken, ''son günlerin milli tutuklusu Dursun Çiçek'' demesi üzerine Mahkeme Başkanı Diken uyararak, sadece ismini söylemesini istedi.
KORUMALAR AYAKKABISINI SİLDİ
Bu arada duruşma nedeniyle salonun bulunduğu binaya girişlerdeki aramaların daha da artırıldığı, daha fazla personelin görevlendirildiği görüldü.
Ancak, salonun bulunduğu binaya girerken X-ray cihazının alarm vermesine rağmen Çetin Doğan'ın üstü aranmadı. Binaya girerken Doğan'ın çamur olan ayakkabılarının da iki koruması tarafından bezle silindiği görüldü.
''Ergenekon'' davalarında olduğu gibi salona girişlerde sanık, avukat ve basın mensupları ile izleyicilere kart verilirken, fotoğraf makinesi, ses kayıt cihazı gibi ses ve görüntü kaydeden her türlü dijital malzemelerin duruşma salonunun bulunduğu binaya sokulmasına izin verilmedi.
CEZA İSTEMLERİ
İddianamede, tüm tutuksuz sanıkların 15 ile 20 yıl arasında hapis cezası öngören ve ''Türkiye Cumhuriyeti icra vekilleri heyetini, cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etmeye teşebbüs'' suçunu düzenleyen eski TCK'nın 147 ve 61. maddeleri gereğince cezalandırılmaları isteniyor.
BU DAVANIN MEŞRU BİR ZEMİNİ KALMAMIŞTIR
Duruşmaya katılmak için geldiği Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nin önünde basın mensuplarının sorularını yanıtlayan 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan, şunları söyledi:
''Mahkemede savunma zamanı gelince 'temel olarak bu davanın meşru bir zemini kalmamıştır' diyeceğim. Çünkü kamuoyuna yansıtıldığı gibi valizle gelen dokümanlar içerisinde yasal ve imzalı olmayan bir şey yok. İddianamede yazılanları söylüyorum, bir kısmı 1980'de, bir kısmı da benim dönemim de yazılmış resmi evraklardır. Bunlarda herhangi bir sıkıntı yoktur. Bunlar iddianamede yazılanlardır. Verilere dayanılarak dünyanın hiçbir yerinde kimse tutuklanamaz. Bu işin başında da söylemiştim kopyalayıp yapıştırmışlar. Seminerdeki konuşmalarımızdan belli bir bölümü koymuşlar. Bir montaj almışlar. Daha doğrusu 1980 darbe planını önlerine koyarak yeni bir darbe planı sözüm ona yapmışlar. Fakat yaptıkları şey acemice olmuş.''