TDP Genel Başkanı Mehmet Çakıcı, Genel Sekreter Esat Varoğlu ve milletvekilleri Mustafa Emiroğluları ile Hüseyin Angolemli’den oluşan TDP heyeti, mektup ile TDP’nin bugün kamuoyuna açıkladığı “Umut Projesi” adlı kitapçığın yer aldığı zarfı, Türkiye Başbakanı Erdoğan’a iletilmek üzere bugün Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Kaya Türkmen’e teslim etti.
TDP Basın Bürosu’ndan verilen bilgiye göre Çakıcı, TC Büyükelçisi Türkmen’e zarfı takdim ettikten sonra yaptığı açıklamada, Kıbrıslı Türklere yönelik yapılan siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel dayatmalara karşı bir “karşı duruş” sergilediklerini belirterek, bunu “toplumsal varoluş mücadelesi” olarak niteledi.
Kıbrıs Türk halkının yapısına uygun olmayan pakete karşı olduklarını ve nereden gelirse gelsin her türlü dayatmaya karşı olduklarını belirten Çakıcı, “Dayatmalara karşı ayağa kalkıyor ve başkaldırıyoruz” dedi.
TC Başbakanı Erdoğan’a iletilmek üzere bir mektup hazırladıklarını ve TC Büyükelçiliği’ni de bu amaçla ziyaret ettiklerini belirten Çakıcı, mektupta Kıbrıs sorununun yanı sıra Kıbrıs Türklerinin tarihsel varoluş mücadelesi, kendi kendini yönetme ve kendi kurumlarının sahibi olma hedefi ile her türlü dayatmaya karşı çıkış gibi unsurlar bulunduğunu kaydetti.
Türkiye’den Kıbrıs’taki çözüm sürecine daha aktif katkı talep edilen mektupta ayrıca, “Kuzey Kıbrıs’taki bugünkü çökmüş ve bozuk yapıdan buradaki hükümetler kadar Türkiye hükümetlerinin de sorumlu olduğu” kaydedildi.
Mektupta, Kıbrıs Türk halkının kendi kendini yönetme, kendi kurumlarına sahip çıkma ve bu bağlamda polisin sivile bağlanması, Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı, Merkez Bankası, İtfaiye, Sivil Savunma gibi kurumların Kıbrıs Türkleri tarafından yönetilmesi gerektiğine dikkat çekildiğini belirten Çakıcı, Türkiye hükümeti tarafından dayatılan paketin de geri çekilmesini talep ettiklerini ifade etti.
Çakıcı mektupta ayrıca, Türkiye’den gelen bazı yetkililerin, uzun bir süredir ekonomik kriz içerisinde yaşamını idame ettirmeye çalışan Kıbrıs Türk halkına yönelik “aşağılayıcı ve sorgulayıcı” üslubun asla kabul edilemeyeceği, Türkiye ve Kıbrıs Türk halkının gelecekte ilişkilerini daha sağlıklı bir düzeyde geliştirebilmesi için bu şekilde yanlış anlayış ve davranış kalıpları düşüncesinde bulunan görevlilerin Kıbrıs’a görevlendirilmemesi gerektiğinin belirtildiğini de kaydetti