Ofisinden yapılan açıklamaya göre, 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat katıldığı bir TV programında çeşitli konuları değerlendirdi.
Çevre sorunları ve Lefkoşa Belediyesi’nde geçmişte yaşananları örnek gösteren Talat, yapılacak çok iş olduğuna değindi ve hâlâ en önemli sorunun Kıbrıs sorunu olmaya devam ettiğini söyledi.
Bir soru üzerine Talat, Güney Kıbrıs’ta yaşanan ekonomik yıkımın da Kıbrıs sorununun çözümü ile aşılabileceğini, bu bağlamda artık bu sorunun Kıbrıslı Rumlar için de sürdürülebilir olmadığını anlattı.
ÇÖZÜM OLURSA
Ekonomilerde inşaat sektörünün önemine işaret eden Talat, Kıbrıs sorununun çözümü ile Maraş’ta ve ara bölgelerde yer alan binaların yapımı veya restorasyonu, yer değiştirecek insanlar için konut ve işyeri yapımları gibi hareketlilikler olacağını ve bunların ekonomiye ciddi bir ivme kazandıracağını anlattı.
Aynı şekilde bu hareketlilik çerçevesinde ve barışın gelmesiyle turizmde de patlama yaşanacağını belirten Talat, ekonominin gelişmesinin çözümle bire bir bağlı olduğunu söyledi.
TIKANIKLIK
2103 yılını Kıbrıs sorunu bağlamında değerlendirmesi istenen Talat, bu yılda bir önceki yıldan başlayan tıkanıklığın derinleştiğini ve yaşanan ortak açıklama krizinin sorunu kördüğüm haline soktuğunu söyledi.
Rum tarafının çözüm konusunda ayak sürüdüğü şeklinde bir algının olduğunun sorulması üzerine Talat, bunun doğru olduğunu ama uluslararası algının bu yönde olmadığını ifade etti.
2. Cumhurbaşkanı Talat, Uluslararası alanda bir gereklilik olarak görülen ortak metnin bir an önce hazırlanması konusunda Türk tarafının masaya oturma çağrısı yaparak, masaya oturma ve metni hazırlama hususunda elinden geleni yapması ve bu konuda esnek olması gerektiğini kaydetti.
NAMİ VE EROĞLU
Dışişleri Bakanı Nami ile Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun tutumlarının sorulması üzerine Talat, Nami’nin çözüm niyeti konusunda hiçbir kuşkuya yer olmadığını söyleyerek “Ancak Sayın Eroğlu’nun tutumu kuşku yaratıyor” dedi.
Eroğlu’nun meseleye bırakılan yerden başladığını ancak önemli olanın kaç arpa boyu yolun gidildiği olduğunu söyleyen Talat, Nami’nin Eroğlu’nu çözüm için teşvik ettiğini ve bunun da normal olduğunu belirtti.
Normalde Dışişleri Bakanlarının müzakere sürecinde olmadığını belirten Talat, ancak Özdil Nami’nin özel bir durumu olduğunu, müzakerelerdeki tecrübesiyle, çözüm vizyonuyla süreçte yer almasının içte ve dışta son derece olumlu etki yaratacağını ifade etti.
Başka bir soruyu yanıtlayan Talat, “Bizim yapacağımız bir hata Rum tarafının yapacağı on hataya bedeldir” diyerek Rum tarafının tanınmış olduğunu hatırlattı.
Bu çerçevede Kıbrıs Türk tarafının hiç hata yapmaması gerektiğinin altını çizen Talat, Nami’nin ortak metin konusunun hemen hemen hazır olduğunu söylemesinin bile Rum tarafında eleştiri konusu yapılmasının uluslararası hukukun içinde bulunulmasının pervasızlığını gösterdiğine dikkat çekti.
Tek egemenlik ve tek vatandaşlık konusunun Annan Planı’nda da olduğunu ve bunu Kıbrıslı Türklerin onayladığını söyleyen Mehmet Ali Talat, bunların ilk günden söylenmesi halinde ortak metin sorununun da çıkmamış olacağını belirtti.
AÇIKLAMA YAPILSAYDI
Talat, başka bir soruya karşılık, kendi döneminde müzakerelerde tıkanıklık olmadığını ancak Türk tarafındaki seçimler öncesinde Hristofyas’ın ayak sürümesi nedeniyle görüşmelerde ulaşılan görüş birliklerinin duyurulacağı ortak açıklamanın yapılamadığını söyledi. 2. Cumhurbaşkanı Talat, sorunun çözümünü isteyen tüm çevrelerin, AB dönem Başkanı İspanya dahil bu açıklamayı istediğini ve Genel Sekreter’in de bu açıklamayı yapmak için adaya geldiğini hatırlatarak, eğer açıklama yapılsaydı kendisinin seçilmemesi ve bir başka Türk liderin görüşmeci olarak göreve gelmesi durumunda da, sürecin daha sağlıklı ilerleme zemininin oluşmuş olacağını hatırlattı.
RUM EKONOMİSİ VE AB
Başka bir soruya karşılık Talat, Rum tarafındaki ekonomik çöküntünün nedeni olarak AB’nin gösterilmesinin yanlış olduğunu söyledi. Rumların AB’ye karşı bu yüzden öfkeli olduklarını kaydeden Talat, zaman zaman halkların bu tür yanlış algılara sahip olabileceklerini belirtti.
Hidrokarbon yatakları konusundaki görüşlerini de ifade eden Talat, Rum tarafının gaz boruları Türkiye’den geçmeden çıkarılacak gazı satmalarının çok zor olacağını, sıvılaştırma tesisinin pahalı olması yanı sıra ancak çok az bir miktarın bu yolla ihraç edilebileceğini anlattı. Bu çerçevede Kıbrıs sorununun çözümünün önemine değinen Talat, bunu Rum tarafının da bildiğini, ancak konunun toplum nezdinde bilince çıkmasına ihtiyaç olduğunu kaydetti.
BİLGİLENDİRME
Başka bir soru üzerinde kendi döneminde yüzün üzerinde her görüşten sivil toplum örgütünü, gelişmeler hakkında düzenli olarak bilgilendirdiklerini kaydeden Talat, günümüzde ise tuhaf bir şekilde Halk Konseyi adı altında sadece belli çizgide olanlara bilgi verildiğini, bunun da yeterli olmadığını söyledi.
Eroğlu’nun, TC Dışişleri Bakanı Davutoğlu ile yapılan toplantıya UBP’yi davet ederken TDP’yi dışarıda tuttuğunu hatırlatan Talat, böyle bir şeyin tarihte olmadığını, ilk kez Eroğlu döneminde yaşandığını belirtti.
KAPASİTE ZAYIF
Kıbrıs sorununun çözümünün birincil konu olmaya devam ettiğini kaydeden Talat, statükonun yarattığı olumsuzlukların ortada durduğunu söyledi. Yolsuzluk iddialarını buna örnek gösteren 2. Cumhurbaşkanı Talat, bu konuda iş yapma ve sonuç alma kapasitesinin son derece sınırlı olduğunu kaydetti. Yolsuzluk ve usulsüzlükleri araştıracak yeterli ve yüksek kapasiteli kurumlara sahip olunmadığını ifade eden Talat, bu kurumların oluşturulması ve bürokrasinin hantal yapısına kurban edilmeden faaliyet göstermesi halinde sonuç alınacağına inandığını söyledi.