Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “iç güvenlik harekatında polisin daha etkin olarak kullanılacağı, buna ilişkin çalışmaların sürdüğü” yönündeki açıklama çerçevesinde, halen sadece il merkezlerinde görev yapan özel harekatçı polislerin yeni bir organizasyon şemasında arazide aktif görev alacağı ve sayılarının 15 bine kadar çıkarılmasının planlandığı öğrenildi. 28 Şubat sürecinde özel harekat birimlerinde bulunan ağır silahların iade edilmesinin de gündemde olduğu kaydedildi.

Kastamonu olayı hızlandırdı
Milliyet’in, edindiği bilgilere göre, Kastamonu’da, Başbakan Erdoğan’ın konvoyuna yönelik PKK saldırısı sonrasında, bölgede jandarma ve özel kuvvetlere bağlı askerlerin yanısıra, helikopterlerle bölgeye indirilen Ankara Gölbaşı’daki Özel Harekat Dairesi’nde görevli timlerin “ortak operasyonel çalışması”ndan sonuç elde edilmesi, 1 teröristin ölü ele geçirilmesi, 2’sinin de teslim olması terörle mücadelede polisin daha etkin olarak kullanılması kararını pekiştirdi.
İki hafta önce TSK ile Emniyet Genel Müdürlüğü Özal Harekat Dairesi yetkilileri arasında yoğun görüşmeler başladı. Bu sırada Diyarbakır Silvan’da meydana gelen, 13 askerin şehit olmasıyla sonuçlanan olay, iki kurum arasındaki görüşmelerin hızlanmasına neden oldu.

600-700 kursiyer
Alınan bilgilere göre yeniden aktif hale getirilmesi benimsenen özel harekatçıların sayısı 15 bine çıkartılacak. Halen 57 kentte konuşlu bulunan ve sadece polis sorumluluk bölgesindeki olaylara müdahale eden özel harekatçıların 6 bin 600 olan sayısının, yeni düzenlenecek kurslarla 15 bine kadar yükseltileceği belirtildi.
Bu amaçla, arka arkaya temel eğitim kursları açılacak. Gelecek hafta tamamlanacak 40. dönem temel özel harekat eğitim kursundan mezun olacak 300 dolayındaki yeni özel harekatçılar hemen bölgeye gönderilecek. Bundan sonra açılacak yeni kurslardaki kursiyer sayısı ikiye katlanacak. Yeni açılacak kurslar çerçevesinde 600 - 700 arası kursiyer Ankara’ya çağrılacak ve temel eğitimlere başlanacak.

Eski personelle yeniden
Özel harekat kadrolarının artırılmasında uygulamaya konulacak başka bir yöntemin ise eski özel harekatçıların yeniden kadroya alınmasının olacağı öğrenildi. Daha önce özel harekat kadrosunda görev yapan ancak gerek kadro fazlalığı nedeniyle, gerekse kendi isteğiyle özel harekattan ayrılan ancak fiziki koşulları uyan eski personelin yeniden özel harekata alınacağı, böylece, özellikle büyük şehirler ve Doğu ile Güneydoğu Anadolu’da kadroların güçlendirileceği kaydedildi.

Ağır silah takviyesi
Yapısal değişim kapsamında, hassas bölgelerde, arazide etkin görev yapacak ve nokta operasyonlarda da hizmet verecek olan özel harekatçı polislerin, yeniden ağır silahlarla takviye edileceği de öğrenildi. Halen hükümetin, özel harekat birimlerinden gelen tüm teçhizat taleplerini yerine getirdiği, yeni yapılanma uyarınca bu birimlere 28 Şubat sürecinde TSK’ya devredilen ağır silahların iade edileceğinin planlandığı kaydedildi. Bu çerçevede, obüsler, havanlar ve yüksek etkili roketler gibi ağır silahların özel harekatın kullanımına verilebileceği öğrenildi.

Valilerin eli güçlendirilecek
Yeni yapılanma kapsamında özel harekat polislerinin araziye çıkması kesinleşti. Asker birlikte yürütülecek operasyonlarda emir komutanın kimde olacağı, görevlendirmenin nasıl yapılacağı, arazi bölüşümlerinin nasıl olacağı gibi konulara açıklık getirilmeye çalışıldığı kaydedildi.
5442 sayılı İller İdaresi Yasası çerçevesinde, valilerin operasyonlarda görevlendirilecek personel konusundaki yetkilerini tam olarak kullanmaları yönünde merkezden talimatlandırılacakları belirtildi.

CHP: Yaklaşım doğru, ama...
CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Başbakan’ın gündeme getirdiği iç güvenlik harekâtında polisin de kullanılması görüşüne koşullu destek verdi. Hamzaçebi, “Bu yöndeki açıklamasını doğru bir yaklaşım olarak görüyorum. Ancak Başbakan net olmalıdır. Sayın Başbakan’ın ve hükümetin profesyonel birliklerle polis arasında nasıl bir görev bölüşümü düşündüğünü bilmiyoruz. Dolayısıyla önce hükümetin bu konuda netliğe kavuşması gerekir. O netlik olmadan bu konuda bir değerlendirme yapmayı uygun bulmam” diye konuştu.

MHP: Yanlışı havale ediyor
Terörle mücadele nedeniyle yapılması tasarlanan polis reformuna tepki gösteren MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, “Yani suçlu terörle mücadele edenler mi? Bir dön aynaya bak, bir iğneyi kendine batır bakalım. Önce Sayın Başbakan iğneyi bir kendine batır. Bu, stratejik alanda yapılan yanlışlıkların bedelini terörle mücadele edenlere havale etme işgüzarlığından başka bir şey değildir” dedi. Vural, “Adama sorarlar, özel harekât timlerini oradan uzaklaştıran sen değil miydin? Bence hükümet siyasal çözüm arayışlarından vazgeçmeli ve terörle mücadele etmelidir” diye konuştu.


Arınç: Daha etkin güç
Polisin iç güvenlikte terörle mücadelede daha etkin rol almasını değerlendiren Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, iç güvenlikte kırsal kesimde kara kuvvetleri unsurları ve jandarmanın görevli olduğunu hatırlattı. Arınç, şunları söyledi: “Tabii son olaylar, buna bağlı terör olayları gösterdi ki, alanda daha etkin çalışabilecek yeni argümanlara ihtiyaç var. Yoksa (asker tamamen çekilecek, onların yerine polis görevlendirilecek), bu anlama gelebilecek bir sözü kimse söylemedi. Böyle bir çalışma da yok.”


İÇİŞLERİ BAKANI ŞAHİN:
Terörle mücadelede değişiklik olabilir
İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, polisin terörle mücadelede daha etkin rol almasıyla ilgili olarak açıklamalarda bulundu.
Samsun Havaalanı’nda soruları yanıtlayan Şahin, “Sayın Başbakanımızın açıklaması ’asker yerine polis görevlendiriliyor’ şeklinde değil. Polisin operasyonlarda yerine ve gereğine göre daha etkin rol alacağı yönündedir. Bu da bizim bakanlık olarak geliştirdiğimiz bir çalışma yönetimidir.
Terörle mücadelede zaman içerisinde ve yakın zamanda yapısal ve yönteme ilişkin birtakım yenilikler ve değişiklikler olacaktır, olması gereklidir. Bu yapıda ve yöntemde ne asker dışarıya alınmıştır, ne de polis tamamen işin içine dahil edilmiştir” dedi.
Tedbirlerin şartlara göre geliştirildiğini, durup dururken, yapısal ve yöntemsel değişikliklere gidilmeyeceğini vurgulayan Şahin, “Bu daha sertleşme adına mı?” sorusuna karşılık da şu yanıtı verdi: “Sertleşme değil bu gereğini daha yerinde ve doğru yapma anlamında bir çalışmadır. Sertleşme diye bir şey yok. Gereğini daha düzgün, daha az zayiatla sıfır zayiatla bu memleketin huzurun sağlama çalışmasıdır.”

TSK sorusu
Şahin, “Bu kararda bugüne kadar Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bazı müdahalelerinde eksiklikler olması ya da geri kalınmış olması etkili olmuş olabilir mi?” sorusuna karşılık, şöyle konuştu: “Onu siz söylediniz. Ben öyle bir şey söylemiyorum. Sadece şartlara göre vaziyet alınması bunu ifade ediyorum. Terörle ilgili gelişmeler karşısında güvenlik güçlerinin donanımını, hareket kabiliyetini yeniden değerlendirmek durumundayız.”