Bakanlar Kurulu'nun konuya ilişkin kararı, Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlandı.
Buna göre, Orta Vadeli Programın temel amacı, ülkenin refah seviyesinin artırılması nihai hedefi doğrultusunda, büyümeye istikrar kazandırmak, istihdamı artırmak, kamu dengelerini iyileştirmek ve fiyat istikrarını sağlamak olarak tanımlandı. Program döneminde, yatırım, istihdam ve ihracat odaklı bir büyüme stratejisi sürdürülecek. Program döneminde büyümenin 2010 yılında yüzde 6,8, 2011 yılında yüzde 4,5, 2012 yılında yüzde 5, 2013 yılı sonunda yüzde 5,5 düzeyine olması bekleniyor.
Program döneminde toplam talep koşullarının enflasyona düşüş yönünde yaptığı katkının devam edeceği öngörüldü. Politika faizlerinin 2011 yılında sınırlı bir artış gösterdikten sonra dönem boyunca tek haneli düzeylerde kalması, gıda enflasyonunun yüzde 7 seviyesinde seyretmesi ve petrol fiyatlarının 80-85 dolar seviyesinde gerçekleşmesi bekleniyor. Bu çerçevede, TÜFE yıllık artış hızı, 2010 yılı için yüzde 7,5, 2011, 2012 ve 2013 yılları için ise sırasıyla yüzde 5,3, yüzde 5 ve yüzde 4,9 olarak tahmin edildi.
Kişi başına milli gelirin ise 2010 yılında 10 bin 43 dolar, 2011 yılında 10 bin 624 dolar, 2012 yılında 11 bin 405 dolar, 2013 yılında ise 12 bin 157 dolar olması planlandı.
Program döneminde yıllık ortalama reel artış hızının özel tüketim harcamalarında yüzde 4,4, özel sabit sermaye yatırım harcamalarında yüzde 10,8, kamu tüketim harcamalarında ise yüzde 3,9 olması öngörüldü. Kamu sabit sermaye yatırım harcamalarının ise dönem boyunca ortalama yüzde 2,5 oranında azalacağı tahmin edildi.
Program dönemi boyunca kamu ve özel kesim tasarruflarında artış öngörüldü. Ancak negatif olan özel kesim tasarruf yatırım farkının program döneminde artması bekleniyor.
Ekonomik büyümenin yanı sıra, işgücü piyasasını daha esnek hale getirecek politikaların da uygulanmasıyla Program döneminde, tarım dışında 1,5 milyon kişi ilave istihdam yaratılması hedeflendi. Bu dönemde tarım istihdamında beklenen çözülmenin etkisiyle toplam istihdam artışının 1,1 milyon kişi olacağı tahmin edildi.
Dönem sonunda istihdam oranının yüzde 43, işsizlik oranının yüzde 11,4 olması planlandı.
-KAMU MALİYESİ-
2010 yılı sonunda yüzde 3,4 olacağı tahmin edilen kamu kesimi açığının GSYH’ya oranının, program dönemi sonunda yüzde 1,2'ye gerileyeceği öngörüldü. Aynı şekilde, 2013 yılı genel devlet açığının GSYH’ya oranının da, 2010 yılında gerçekleşmesi beklenen yüzde 3,7 seviyesinden yüzde 1,1’e düşmesi hedeflendi.
2010 yılında GSYH’ya oran olarak yüzde 1,0 düzeyinde olan faiz giderleri ve özelleştirme gelirleri hariç kamu kesimi fazlasının Program dönemi sonunda yüzde 1,7’ye yükseleceği öngörüldü. 2010 yılında yüzde 39,1 olarak gerçekleşeceği tahmin edilen genel devlet harcamalarının GSYH’ya oranının, 2013 yılında yüzde 36,1'e düşmesi beklendi.
2010 yılında yüzde 34,4 olacağı tahmin edilen genel devlet faiz dışı harcamalarının GSYH’ya oranının, sürekli bir azalma trendi içerisinde Program dönemi sonunda yüzde 32,6’ya gerilemesi hedeflendi.
2010 yılında yüzde 35,0 olacağı tahmin edilen özelleştirme gelirleri hariç genel devlet gelirlerinin GSYH’ya oranının, 2013 yılında yüzde 34,3 olması planlandı.
2010 yılında yüzde 26,2 olarak gerçekleşeceği tahmin edilen sosyal güvenlik primleri dahil vergi yükünün (vergi red ve iadeleri hariç) GSYH’ya oranının, 2011 yılında yüzde 26,4’e yükseleceği ve Program dönemi sonunda tekrar yüzde 26,2 seviyesine gerileyeceği tahmin edildi.
GSYH’ya oran olarak, 2009 yılında yüzde 45,5 düzeyinde gerçekleşen AB tanımlı genel yönetim nominal borç stokunun 2010 yılında yüzde 42,3 düzeyine gerilemesi, söz konusu oranın düzenli bir azalma trendi göstererek, Program dönemi sonunda yüzde 36,8 düzeyinde gerçekleşmesi öngörüldü.
Program döneminde gerçekleştirilmesi öngörülen özelleştirmeler sonrasında küçülen KİT sisteminin, doğal gaz tüketiminin arzın altında kalmasının da tesiriyle 2010 yılında yüzde 0,3 olması tahmin edilen faiz dışı fazlasının GSYH’ya oranının Program dönemi sonunda yüzde 0,1 faiz dışı açığa dönüşmesi beklendi.
-ÖDEMELER DENGESİ-
Program döneminde, dünya ticaretinde ve ticaret ortaklarının ekonomilerinde başlayan toparlanmanın devam etmesi ve bu gelişmenin de dış talebe olumlu yansıması sonucunda ihracatın dönem boyunca yıllık ortalama olarak cari fiyatlarla yüzde 12,7 oranında artarak 160 milyar dolara ulaşması beklendi.
Ekonomideki büyümeye paralel olarak ithalatın da hızla yükseleceği ve yıllık ortalama yüzde 11,3 artışla 2013 yılında 245 milyar dolara ulaşacağı tahmin edildi. Dönem sonunda yakıt ithalatının (27. Fasıl) 53,1 milyar dolara ulaşması beklendi.
Programda öngörülen politikaların uygulanmasıyla ihracatın ithalatı karşılama oranının tedrici bir şekilde artması ve böylece dış ticaret açığının GSYH’ya oranının yüzde 9,3 seviyesinde kalması öngörüldü.
Turizm gelirlerinin GSYH içindeki payının Program dönemi boyunca yüzde 3 seviyesinde kalacağı tahmin edildi.
Program döneminde hedeflenen ortalama yüzde 5 büyümeye rağmen, yurtiçi tasarrufları artırmaya yönelik politikaların da katkısıyla, cari işlemler açığının GSYH’ya oranının ortalama yüzde 5,2 civarında kalacağı öngörüldü.