BYTURCOHABER MERKEZİ
UBP Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu, Yaptığı konuşmada :Güney Kıbrıs Rum yönetimi ve lideri, bir yandan bizlerle federal çatı altında bir an önce masaya oturmak için can attığını söylerken, diğer yandan da kendi bölgesini tam anlamıyla yabancı güçlerin askeri hizmetine tahsis etmiş durumdadır. Diğer bir ifadeyle Güney Kıbrıs, büyük bir Anglo Amerikan-NATO üssüne dönüştürülmüş bir durumdadır. ’’ Önce NATO üyeliğini gündeme getirmişler, daha sonra da İsrail”den savunma füze sistemini satın almıştır
Güney Kıbrıs, 2025 yılı bütçesinde, tarihinin en büyük savunma bütçe rakamını 588 milyon Euro olarak komitesinden geçen hafta geçirmiştir.
Son bir kaç yıl içerisinde Rum tarafının askeri adımlarına bakacak olursak;
Tarihte ilk kez ABD askeri bütçesine eklenen bir madde ile 2027 yılına kadar Rum tarafını askeri eğitim programına dahil olan ülkeler listesine içerisine eklemiştir.
Andreas Papandreu üssüne Amerikan pervaneli uçakları, Ağrotur’a U-2A casus uçakları, Larnaka Hava Alanı’na C130 pervaneli askeri nakil uçakları konuşlandırıldı.
Limasol’da Amerikan savaş gemileri demirlemiş durumda,
Mari’de ise 2023’ten itibaren Amerikalılar bir helikopter pisti inşa ediyor.
Ayrıca Savunma Paktı aracılığıyla Fransızlar ve ikili savunma iş birliği programıyla Almanlar da Güney Kıbrıs sınırları içerisinde faaliyetlerine başlamış durumda.
"Hristodulidis adayı İngiliz, Amerikan ve Fransız askeri güçlerine teslim etti"
“Etrafımız tam bir ateş çemberine dönüşmüş durumdadır, ancak Hristodulidis’in adayı ateş topu haline getirme çabaları, Anavatan Türkiye’nin yanımızda olduğu sürece sonuçsuz kalacağını ifade ederek, “Ne kadar silahlanırlarsa silahlansınlar, Türkiye Cumhuriyeti olduğu müddetçe bu çabalar beyhudedir,” İşte bu yüzden Anavatan Türkiye Cumhuriyete”nin etkin ve fiili garantisi UBP”sinin kırmızı çizgisidir.
Federasyon çözümünü savunanların Guterres çerçeve belgesinin birinci maddesine dikkatinizi çekerim. Müdahale hakkı sürdürülebilir değildir, gerek adada askerin bulunması gerekse müdahale hakkı belli bir sürenin sonunda son bulmalıdır. İşte bu yüzden egemen eşitliğimiz ve Türkiye”nin müdahale hakkının devamlılığı ilerde nasıl bir çözüm olursa olsun bizim vazgeçemeyeceğimiz bir şarttır.
Bizler komşumuz Rum yönetiminin bir NATO’nun bir savaş üssü, casusluk merkezi ve tatbikat alanı olmasını değil, barış ve huzur içerisinde iki devletin işbirliğini içerisinde görmek isiyoruz dedi