İstanbul’da yaşananlara insanın inanası gelmiyor. Taksim, İstiklal Caddesi, Beyoğlu’nun arka sokakları savaş alanı gibi.
Her köşede polis panzeri, barikatlar, polise direnişler.
Esnaf korkudan dükkanlarını kapatmış. Turistler şaşkın, tedirgin, korka korka adım atıyorlar.
Her yerde gaz kokusu, her yerde duman, siren sesleri, sloganlar, gaz bombası atan silahların sesleri.
Yarabbi nedir bunlar? Nedir yaşananlar? Ne eylemi yapanlar ne de eyleme karşı eylemi kırmaya çalışan polislere yazık değil mi?
Gezi parkı için Bölge İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı verirken, nedir bu inat? Nedir bu kinlenme? Kime ne faydası olacak, kimi sevindirecek?
Türkiye’yi sevmeyenler, ülkemizin istikrarını istemeyen dış güçler için bayram günü. Belki bilmeden hepimiz buna sebep oluyoruz. Birileri bu üzücü ortamdan yararlanıyor, nemalanıyor.
Türkiye’nin her yerinde buna benzer görüntüler ve eylemler için devredeler.
Milyonlarca insanımızın yaşadığı İstanbul’da Taksim Gezi Parkı için başlatılan “masum eylem” artık sınır tanımayan şekle dönüşüyor.
Yabancı basında, sosyal medyada bu haber birinci sırada. Avrapa'da ki vatandaşlarımızda üzüntüyle izliyor.
Türkiye huzursuz ve tedirgin.
Başta Başbakanımız Sn. Erdoğan, siyasi liderler ülkemize hiçbir faydası olmayacak geride sadece üzüntü bırakacak polisle vatandaşı karşı karşıya getiren bu çatışmaların bir an önce durması için geç kalınmadan üzerlerine düşen görevi sağ duyuyla hareket edip yerine getirmelidirler.
Sn Cumhurbaşkan’ı Gül’ün de yaşanan olayları dikkatle izlediğini bu konuyla ilgili üzerine düşen görevi yerine getireceğine canı gönülden inanıyoruz.
Ülkemizin birliği, beraberliği ve huzuru için yaşanan olaylara Allah aşkına yeter diyor, herkesin bu konuyla ilgili duasını bekliyoruz.