|
|
Rumlar Niçin Müzakerelere Geri Dönüş İstiyor-2
|
|
|
|
|
Nikos Anastasiadis, Crans Montana’da Kıbrıs Türk müzakere heyetinden istediği tüm
tavizleri aldıktan sonra son olarak masaya “Sıfır asker, sıfır Garanti” isteğini koyunca
ve bu isteğine beklemediği bir karşılık verilince masayı devirip kalktı gitti.
Burada önemli olan “Türk askerinin tümü ile terk etmesi ve Türkiye’nin
garantörlüğünün iptal edilmesi” önerisine verilen yanıtın ne olduğu ve cebindeki Türk
müzakere heyetinden aldığı tavizler ve felaketin neresinden dönüldüğüdür aslında.
Anastasiadis’in “Sıfır asker, sıfır Garanti” talebine verilen karşı yanıtta “Türkiye’nin
garantörlüğü 12 yıldan sonra iptal edilebilecek Türk askeri de adadan süreç içinde
tamamen çekilecek” ifadeleri yer almaktaydı.
Masayı devirirken Anastasiadis’in cebinde olan ve müzakere süreci içinde Rumlara
verilmiş olan tavizler;
Kıbrıslı Rumlara, Türk bölgelerinde 4 özgürlük hakkının tanınması,
Türk topraklarına nüfusumuzun dörtte biri oranında Rum’un yerleşmesi,
Türk nüfusunun dörtte bir oranında dondurulması,
Yasama ve yürütmede Kıbrıs Türkünün 1960 Anayasasında var olan ayrı oy
çoğunluğu hakkının iptali,
Devlete istihdamlarda 70 Rum’a 30 Türk, Polis ve askerdeki istihdamlarda 60
Rum’a 40 Türk istihdam edilmesini kaldırılması,
Dönüşümlü Başkanlıkta sürelerin eşit olmaması,
KKTC topraklarının beşte birinin ve 40 civarında yerleşim yerinin Kıbrıslı Rumlara
iade edilmesi sonrasında Kıbrıs Türklerinin topraklarının yüzde 29.2’a inmesi,
4 kategorideki taşınmaz malların anlaşmanın ertesi günü otomatik olarak Rumlara
iade edilmesi,
Devlet Başkanlığı seçiminde yüzde 20 çapraz oy prensibi nedeni ile Türk
bölgesinde yaşayan Rumların, Kıbrıs Türklerinin Başkanının seçileceği
seçimlerinde yüzde yirmi oranına oy kullanması. (Rumlar hangi Kıbrıs Türkünü
kendilerine yakın görürlerse, yüzde 20 Rum oyları ile o kişinin Başkan seçilmesinin
sağlanması.)
Federal devlete üniversite eğitimi ve çalışmak için gelecek kişilere, Federal
devletler tarafından değil, Merkezi Hükümet tarafından izin verilmesi,
Kıbrıs Türklerinin varlığını koruyabilmesine yönelik mevcut deregasyonların iptal
edilmesi,
Mülkiyet konusunun iki federal devlet arasında değil, bireysel bazda çözülmesi,
Yunanlar Kıbrıs adasına serbestçe giriş yapabilecekken, Türklerin Şengen vizesi
alarak giriş yapabilmeleri.
Anastasiadis, tüm bu tavizlerle yetinmeyip, “anlaşmanın ertesi günü Türk askerinin
adayı terk etmeyeceği ve Türkiye’nin garantörlüğünün hemen kaldırılmayacağı”
cevabına öfkelenmiş, mahalle kabadayısı edasıyla müzakere masasını terk ederek
Kıbrıs’a dönmüş, masayı bir kez daha çökertmişti.
Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Nikos Hristodulidis’in niçin ısrarla “müzakereler Crans
Montana’da kaldığı yerden başlasın, biz masaya oturmaya hazırız” diye yırtındığı ve
“Eşit ve egemen, uluslararası tanınmış iki devletli çözümü” konuşmam bile diyerek
BM, AB, ABD, İngiltere ve Fransa hükümetleri ile AB’ye üye devletleri kışkırtmaya
çalıştığı bu gerçeklerle net bir şekilde ortaya çıkmıştır herhalde.
Hristodulidis, yıllar önce Anastasiadis’e verilmiş tavizleri cebine koymak, son adım
olan “sıfır asker, sıfır garanti” konusunu konuşmak ve Kıbrıs Türklerine en ufak bir
hak vermeden adanın yönetimini ele geçirmek için çırpınmakta ve “olmayacak duaya
amin” demektedir. Unuttuğu veya hesap etmediği, KKTC’de, o masaya oturduğu
dönemki başkanın olmadığı, Kıbrıs Türklerinin iki devletli çözümden farklı bir
anlaşmaya yanaşmayacağıdır…
Prof. Dr. (İnş. Müh.), Doç. Dr. (UA. İliş.) Ata ATUN
Dekan, Kıbrıs İlim Üniversitesi
KKTC Cumhurbaşkanı Politik Danışmanı