Ülkedeki genel durumu değerlendirmesi istenen Talat, ülkenin, adeta Amerika’yı vuran kasırga gibi bir felaket yaşadığını söyleyerek “ülke hükümetsiz” dedi. Talat, hükümet olmadığını, eğer olsa karar alıp uygulayacağını kaydetti. Buna alınan grev yasaklarını örnek göstererek, hiçbir kararın uygulanamadığını anlattı. Doğru olanın, uygulanamayacak ve halkın çoğunluğunun meşru görmeyeceği kararlar almaktan kaçınılması olduğunu ifade etti.
LİDERLİK YOK
Bu dönemde Kıbrıs Türk halkının çıkarlarını koruyacak bir liderliğin de olmadığını söyleyen 2. Cumhurbaşkanı Talat, Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun Başbakan adayıyken birçok sözler verdiğini hatırlatarak, bu sözlerden sonra iktidara geldiğinde Türkiye ile bir protokol yaparak her isteneni kabul ettiğini söyledi. Eroğlu’nun, Kıbrıs sorununda kendi vizyonu çerçevesinde başarılı olduğunu ve görüşmeleri bitirdiğini belirtti. Talat, Eroğlu’nun ölümden korktuğu gibi uluslararası hukukun içine girmekten de korktuğunu ifade etti. Talat, uluslararası hukukun içine girersek her şeyin evrensel değerler içinde olacağına parmak basarak “Ama Eroğlu bunları istemiyor” dedi ve bu olsa Eroğlu’nun kendi tarzındaki politikanın sonu olacağını anlattı.
Neticede Eroğlu’nun Cumhurbaşkanı olduğunu ve buna saygı duymak gerektiğini söyleyen Talat “Ama Kıbrıs Türkünün aleyhine çalışmasın” diyerek, çözümün Kıbrıslı Türklerin ihtiyacı olduğunu ve sorunun da çözülebileceğini söyledi.
YAPILAN YANLIŞ
Timvios meselesine değinen Talat, davası AİHM tarafından kabul edilebilir bulunan Timvios’un, taşınmaz mal komisyonu kurulunca çare için buraya başvurduğunu ve tazminat, takas ve iade içeren bir pakette anlaşıldığını, imzaların da atıldığını anlatarak, buna göre güneyde 1960 Anayasasına göre “Maarif”e ait olan bir mülkün verilmesi, bir miktar para ve bir miktar iade karşılığı kuzeydeki mülkiyet haklarından feragat etmeyi kabul ettiğini, ancak Eroğlu liderliğinin ”armudun sapı, üzümün çöpü” hesaplarıyla meseleyi sürüncemede bırakıp konuyu Rum vasiliğine havale ettiğini, böylece Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine uygunluğu henüz sınanmamış vasiliğin AİHM nezdinde işlevsel hale getirildiğini söyledi.
BAŞKANLIK SİSTEMİ
Devletteki çift başlılık konusunun sorulması üzerine Talat, bunu doğru bulmadığını belirterek, sistem olarak da başkanlık sistemini benimsediğini söyledi ve ABD’deki sistemin en iyi çalışan başkanlık sistemi olduğunu belirterek “Bizim sistemimizde meclis çalışmıyor. Onu ancak hükümet isterse çalıştırır” dedi.
Faizler konusunda bir izleyicinin sorularını yanıtlayan Talat, bu konunun hassas olduğunu söyledi ve faizlerle ilgili önlem almada çeşitli enstrümanların olduğunu anlattı. Kendisinin Başbakanlığı döneminde faizlerle ilgili fazla problemler olmadığını ya da gündeme gelmediğini ve taleplerin de olmadığını söyleyen Talat, ancak şimdi koşulların değiştiğini ve mutlaka bir şeyler yapılması gerektiğini kaydetti.
HÜKÜMETTEN KURTULMAK
Başka bir soru üzerine UBP içindeki kavganın kendisini ilgilendirmediğini ancak bu kavganın her alana sirayet ettiğini söyleyen Talat, bu kavgadan sonra sağlam bir hükümet bile kurulsa bu anlayışla bir şey olmayacağını, esas olanın bu hükümetten kurtulmak olduğunu, aksi takdirde bu sorunların yaşanmaya devam edeceğini belirtti.
BELEDİYE
LTB ile ilgili soruları da yanıtlayan 2. Cumhurbaşkanı Talat, belediyeyi de batıranın bu hükümet olduğunu söyledi. Cemal Bulutoğluları’nın “Konuşurum ha” şeklindeki ifadelerine de dikkat çeken Talat, neticede bir şey değişmediğini, LTB’nin açıkça battığını anlattı.
Bu konuda Cumhurbaşkanına düşen görevin bakanlar kuruluna başkanlık ederek gerekli tedbirlerin alınmasını sağlaması olduğunu söyleyen Talat, bunun aksine Eroğlu’nun UBP’nin içinde oynadığını ve UBP’yi kontrolü altında tutmak istediğini vurguladı. Cumhurbaşkanı ve hükümet, “Lefkoşa’nın eriyip gitmesini mi bekliyor?” diyerek derhal harekete geçilmesi gerektiğini kaydetti.
Halkın neden sokakta olmadığının sorulması üzerine 2. Cumhurbaşkanı Talat, Annan Planı döneminde böyle olduğunu, çünkü elle tutmaya yakın hedefin çözüm ve AB olduğunu hatırlattı. Talat, görüşmelerin çöktüğü, çözüm ümitlerinin kalmadığı, bu yüzden insanların çıkmaza itildiği şimdilerde, sokağa çıkma isteğinin de kalmadığını kaydetti. Ancak durumun değişme eğilimine girdiğini ve halkın yeni bir kalkışma heyecanına doğru doludizgin ilerlediğini ifade etti.
SEZAR’IN HAKKI SEZAR’A
İç konulardaki soruları değerlendirmeye devam eden Talat, kendi dönemlerinde Kamu Hizmeti Komisyonu’nun yaptığı sınavlara tam güven olduğunu, Güvenlik Kuvvetlerinin dahi sınavlarını komisyona yaptırmaya başladığını, Kamu Hizmeti Komisyonunun sınavlarda bir marka haline gelmekte olduğunu hatırlatarak, “Bir de bugüne bakın, sahte belge hazırlayanlar, sınav sorularını dışarı çıkardığına inanılanlar komisyonun en kritik görevlerine atanmışlar... Bu insanlar bu işleri kendi inisiyatifleri ile mi yapmışlar? Buna inanmamızı mı bekliyorlar?.. Sezar’ın hakkı Sezar’a verilmelidir, bütün siyasiler aynıdır demek asla doğru değildir” dedi.