Birleşik Kıbrıs Partisi (BKP) Genel Sekreteri Abdullah Korkmazhan, CTP-UBP Hükümeti’nin yağmur suyundan içme suyuna kadar tüm su kaynaklarını ve su altyapısını özelleştirip sattığını savunarak, bu gerçeğin halk tarafından öğrenilmemesi için su anlaşmasının bilerek ve isteyerek yanlış bir şekilde aktarıldığını öne sürdü.
Hükümet yetkilileri ve koalisyon partilerinin önde gelenlerinin hiç çekinmeden su anlaşmasına dair doğru olmayan bilgileri kamuoyu ile paylaştıklarını ve gereçeğin tam tersi yönünde propaganda yaptıklarını iddia eden Korkmazhan, yapılan anlaşmanın 6. maddesinde suyun özel bir tekelin işletmesine ve yönetimine devredileceğinin açık olmasına rağmen, kamuoyuna suyun Kıbrıslı Türkler tarafından yönetileceğine dair doğru olmayan bilgi verildiğini savundu.
Korkmazhan yaptığı açıklamada, doğru aktarılmayan bir diğer önemli noktanın ise yerel su kaynaklarının kamuya ait olmaya devam edeceği söyleminin olduğunu öne sürdü. Korkmazhan, “Anlaşmanın 8. maddesinde, içme-kullanma suyu, atıksu ve yağmur suyu ve zirai sulama işletmesinin ve kotrolünün imtiyaz sahibi özel şirketler tarafından yapılacağı açık bir şekilde belirtilmektedir” dedi.
“YEREL SU KAYNAKLARIMIZI DA ÖZELLEŞTİRDİLER”
Onaylanan su anlaşması ile Türkiye’den gelen suyun, tüm yerel su kaynaklarının ve kamu kurum ve kuruluşların uhdesinde bulunan gayrimenkullerin, su altyapılarının özel şirkete devredileceğini ileri süren Korkmazhan, “Anlaşmanın 13. maddesinde bu açık ve nettir. Bunun yanında bahçelerimizdeki su kuyularından, çiftçi ve hayvancılarımızın kullandığı tüm su kuyularına kadar hepsine sayaçlar konacaktır. Su kuyularımızın işletilmesinde bile özel şirket yetkili olacaktır. Kuyulardan çıkartılan su özel şirketin belirleyeceği fiyattan ücretlendirilecek, yeni su kuyusu izni verilmeyecektir” ifadelerine yer verdi.
“SUYUN FİYATINI ÖZEL ŞİRKET BELİRLEYECEK”
Suyun fiyatının pahalı olmayacağı ve devlet tarafından belirleneceği söyleminin de doğru olmadığını iddia eden Korkmazhan, yalnızca Türkiye’den gelen suyun değil, ülkede kullanılan tüm su fiyatlarının özel şirket tarafından belirlenecek tek tarifeden ücretlendirileceğini kaydetti. Sisteme katılmayacak belediyelerin adeta cezalandırıldığını ve sisteme katılmak zorunda bırakıldığını savunan Korkmazhan, belediyelerin özerk karar alma haklarının ellerinden alındığını ve özel şirketin keyfine terk edildiklerini öne sürdü.
Fiyatı belli olmayan suya alım garantisi verilerek Kıbrıs Türk toplumunun çok büyük mali yük sorumluluğu ile karşı karşıya bırakıldığını iddia eden Korkmazhan, “Alım garantisi ile kullanmadığımız suyu bile ödemek zorunda bırakılacağız” dedi.
“HALKIN SUYUNU ÖZELLEŞTİRMENİN BEDELİNİN ÇOK BÜYÜK OLACAĞINI YAŞAYARAK GÖRECEKLER”
CTP-UBP Hükümeti’nin halka ihanet ettiğini ve içtiği suya kadar tüm su kaynaklarını özel bir tekele peşkeş çektiğini savunan Korkmazhan, “Halka yaptıkları kötülük o kadar büyüktür ki, açığa çıkmasından korkmakta ve yanlış bilgiye dayalı propaganda yaparak hesap vermekten kurtulabileceklerini sanmaktadırlar. Ancak halkımızın zekasını hafife alanlar, halkın suyunu özelleştirmenin bedelinin çok büyük olacağını yaşayarak göreceklerdir” dedi.
Bu anlaşmanın imzalanmamasını talep eden Korkmazhan, suyun özelleştirilmesini engellemek için her türlü mücadeleyi yürüteceklerini vurguladı.