MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Paris'te 3 PKK'lı kadının öldürülmesiyle ilgili olarak, "PKK’nın Paris’teki bir bürosuna yapılan saldırıda üç militanın infaz edilmesi, her şeyden önce ölüm üzerinden kurulan kanlı bir denklemin sonucu, rüzgâr ekenin fırtına biçeceğinin açık bir göstergesidir. Elbette su testisi su yolunda kırılacaktır ve öyle de olmuştur" dedi.
MHP'nin Kızılcahamam'da dün başlayan Merkez Yönetim Kurulu ve milletvekilleri Toplantısı sona erdi. Toplantı sonrasında ise MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bir basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısı sırasında Paris'te 3 PKK'lının öldürülmesini de değerlendiren Bahçeli, "PKK’nın Paris’teki bir bürosuna yapılan saldırıda üç militanın infaz edilmesi, her şeyden önce ölüm üzerinden kurulan kanlı bir denklemin sonucu, rüzgâr ekenin fırtına biçeceğinin açık bir göstergesidir. Elbette su testisi su yolunda kırılacaktır ve öyle de olmuştur" dedi.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın öldürülen PKK'lılarla ilgili açıklamalarına gönderme yapan ve eleştiride bulunan MHP lideri, "Paris’teki militanların ölümüne çok üzülen AK Partili Başbakan Yardımcısı da, yine kendisinden bekleneni yapmış ve tahminlerimizde bizi yanıltmamıştır" diye konuştu. Başbakan Erdoğan'ın Fransa Cumhurbaşkanı'nından PKK'lılarla görüşmelerine ilişkin açıklama beklediğini hatırlatan Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Başbakan Erdoğan ise suikast sonucu öldürülen ve İnterpol tarafından da kırmızı bültenle aranan terör örgütü kurucularıyla 'düzenli görüşüyorduk' diyen Fransa Cumhurbaşkanının sözlerini, dünkü bir konuşmasında tenkit etmekte ve izah beklediğini açıklamaktadır.
Başbakan Erdoğan bu beyanatıyla iki açıdan boşluğa düşmüştür. Birincisi Avrupa ülkelerinin bölücü terör örgütüne bakışı bellidir.
Teröristlere kol kanat geren tercihleri malumlarımızdır. PKK’nın parasal kaynaklarını yönetmesine, yönlendirmesine, militan devşirmesine yıllarca sessiz kaldıkları, hatta örgütü el altından teşvik edip besledikleri de tartışmasızdır. Kaldı ki, bölücü terörün Paris’in en işlek caddelerini mesken tutması ve buralara konuşlanması başka türlü nasıl açıklanacaktır?
Öyle ki Fransa yönetiminin Kürtçülüğün gelişmesi ve irileşmesi, PKK’nın faal olması için müzahir ve müsait bir ortam temin ettiği unutulmamıştır. Geçmişte cumhurbaşkanı eşlerinin ne dolaplar çevirdiği, sabıkalı bölücülere nasıl arka çıktığı ve PKK tutkularının hangi aşamalara vardığı halen canlılığını ve sıcaklığını korumaktadır. Türk milleti hafızasını hamdolsun kaybetmemiş, geçmişteki tuzakları ve düşmanca muameleleri aklından çıkarmamıştır. Başbakan’ın bu gerçekleri bilmemesi mümkün değildir. O halde davulun kasnağına vurmasının hiçbir inandırıcılığı ve geçerliliği yoktur.
İkinci olarak, adama demezlermi ki, 'sen teröristlerin başıyla görüşüyorsun, televizyon veriyorsun, siyaset çemberine sokuyorsun ve özel bakıma alıyorsun da, bizim mi görüşmemizi yadırgıyorsun?' Böyle bir soruya Başbakan Erdoğan ne cevap verecektir?"
"PKK'LILAR İÇİN SABOTAJ DEMEK, AKLIN VE ZEKANIN İNKARIYLA EŞDEĞER GÖRÜLMELİDİR"
Paris'te meydana gelen olayın barış sürecini sabote etmek için olduğu yönündeki açıklamaları da eleştiren Bahçeli, "Ayrıca Paris’teki kanlı tezgâhın, İmralı müzakerelerini sabote etmek ve sulandırmak için icra edildiğini söylemek en başta aklın ve zekânın inkârıyla eşdeğer görülmelidir" dedi.
Bahçeli, "İlaveten bu hadisenin, Kandil-İmralı ihtilafı neticesinde gerçekleştiği yönündeki tezviratların hiçbir inandırıcılığı olmadığı gibi, teröristbaşının masum, samimi ve iyi niyetli olarak sunulması da ilerletilmeye çalışılan bölücü stratejinin ara duraklarından başka bir şey değildir" diyerek, "İmralı canisi sözde barış istiyor da, buna Kandil direniyor ve engel çıkarıyor izlenimi oluşturmak; siyaset işportacılığına göz diken, yalanı ve riyayı ruhunda bütünleştiren kimliksiz ve omurgasız zihniyetlerin hezeyanları olarak görülmelidir" şeklinde konuştu.
Bahçeli konuşmasında şunları kaydetti:
"Anlaşıldığı kadarıyla ülke içinde ve dışında sansasyonel eylemler aracılığıyla PKK iyice gündemin başköşesine oturacaktır. Bundan sonra, Allah korusun ama, Türkiye içinde ses getirecek örtülü operasyonların, saldırıların ve ölümle sonuçlanacak suikastların olabilirliği dikkat ve gündeme alınması gereken bir husustur. Zira AK Parti ve PKK artık son kartlarını açmışlardır. Son vuruşu yapmak için her yolu deneyecekler, her tahrik ve tertibattan kaçınmayacaklardır.
Geçtiğimiz yıllarda şehitler üzerinden nasıl pazarlık yapıldıysa, benzeri aynı şekilde ilerleyen süreçte olabilecektir. Böylesi şaibeli ve sancılı ortamı fırsat bilen, ülkemiz üzerinde karanlık niyet ve hesabı bulunan bazı ülkeler, önümüzdeki dönemi kan ve ölüme tahvil etmek maksadıyla PKK terör örgütüne fazladan mesai yaptıracak, bunun da faturası başka yerlere ihale edilebilecektir. Bilinmelidir ki, izleyen süreçte İmralı’yla yapılan görüşmeleri sürdürebilmek adına iç direnç diye tarifi ve tanımı yapılan ne varsa hedef yapılması söz konusudur.
Net olarak söylemek mümkündür ki, Türkiye iç ve dış kaynaklı bölücülük salgınına yakalanmış ve göz göre göre alacakaranlık bir kuşağın içine çekilmiştir."
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MHP'nin Kızılcahamam kampı sonrasında açıklamalarda bulundu. Bir konuşma yapan Bahçeli, konuşmasının ardından ise gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Bir gazetecinin Habur'da yaşananları hatırlatarak Paris'te öldürülen 3 PKK'lı kadının Diyarbakır'da defnedileceğini sorması üzerine, "Bir yanlışlığa düşüp Habur maskaralığına çevirmesinler" cevabını verdi.
Bahçeli ayrıca terörist başı Abdullah Öcalan'ın İmralı'daki odasına televizyon yerleştirilecek olmasıyla ilgili bir soru üzerine ise, "Edirne Belediyesi gibi olmasın" diyerek esprili bir cevap verdi. Bahçeli'nin "Edirne Belediyesi gibi olmasın" sözleri ise Edirne Belediye Başkanı'nın odasındaki televizyonun içine verici yerleştirildiği yönündeki haberleri hatırlattı.