Çağlar, bugün yaptığı yazılı açıklamada, eğitimde yaşanan son gelişmelerle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Eğitimde yaşananların, hükümetin "öngörüsüz ve partizanca" uygulamalarından kaynaklandığını savunan Çağlar, "Adil ve vicdanları rahatlatacak çözüm önerileri geliştirilip, uygulamaya konmazken, topluma, geçici öğretmenlerin yeni bir sınavla belirleneceği ve bunun bir milat olduğu mesajı verilerek, kaotik durum daha da derinleştirdi" iddiasında bulundu.
Adil ve bilimsel sıralama sınavının 2005'te uygulamaya konmasına karşın, Eğitim Bakanı'nın ilk kez yapılıyormuş gibi halkı yanıltmaya çalıştığını ileri süren Çağlar, hükümeti, "adil, şeffaf bir biçimde iyi çalışan bir sistemi ortadan kaldırmakla" suçladı.
Eğitimle ilgili önerilerde de bulunan Çağlar, öğretmen görevlendirmeleri ve atamalarının tüm unsurlar dikkate alınarak yapılması gerektiğini söyledi. Çağlar, "Atamalar yapılırken ilköğretim ile orta öğretim öğretmen atamalarının birbirinden bağımsız düşünülerek yapılması gerekmektedir" dedi.
Çağlar, ilk okullara, okul öncesi ve ilk okul öğretmeni ile, orta öğretim okullarına branş öğretmeni atanması ile ilgili kurallar yasalarca açık ve net bir şekilde belirtildiği gibi yapılması gerektiğini kaydetti.
Mehmet Çağlar, şöyle devam etti:
"Yasalar, İlkokullara AÖA mezunu veya denkliği bakanlar kurulunca onaylanmış diploma veya sertifika sahiplerinin atanmasını öngörmektedir. İlkokullara öncelikle söz konusu öğretmen adayları atanmalı, münhal sayısı üzerinde başvuru olması durumunda ise ilgili paydaşlarla istişare edip uygun bir yöntem bulunmalıdır. Akademi mezunu veya denklik alanların tümünün atanması yapıldıktan sonra ihtiyaç olması durumunda farklı branş mezunları da uygun kadrolar gözetilerek değerlendirmelidir. Orta öğretimde ise ihtiyaç duyulan alanlara yerleştirme yine paydaşların ortak görüşleri dikkate alınarak uygun bir yöntemle yapılmalıdır"
Çağlar, kamu vicdanının rahatlatılması adına bir an önce Kamu Hizmeti Komisyonu'nun adil, bilimsel ve şeffaf yapıya kavuşturulması gerektiğinin söyledi.
Okul öncesi eğitimde okullaşma oranının yüzde yüze yükseltilmesi gerektiğine de işaret eden Çağlar şu ifadelere yer verdi:
"CTP hükümet döneminde bu hedef belirlenmiş, okullaşma oranı %20'lerden %40'lara çıkartılmış, ihtiyaç duyulacak öğretmenlerin yetiştirilmesi planlamaları yapılmış ancak 2009'da hükümet olan UBP tüm bu hedeflerden vazgeçer uygulamalar içerisine girmiştir. Bugün yaşanan akademi mezunu öğrencilerin ihtiyaç fazlası olarak görülmesinin temelinde UBP'nin bu plansız ve programsız partizanca uygulamaları ve okul öncesi eğitime önem vermemesi yatmaktadır"