Cumhurbaşkanı bugün, TMT Mücahitler Derneği Girne Merkez Şubesi ile Kıbrıs Türk Emekliler Derneği Girne Şubesi’ni ziyaret etti.
Cumhurbaşkanına ziyaretleri esnasında, UBP Milletvekili ve Meclis Başkan Yardımcısı Ünal Üstel, Milletvekilleri Ersin Tatar, İzlem Gürçağ, Ergün Serdaroğlu, Girne Belediye Başkanı Nidai Güngördü ile UBP Girne milletvekili ve Girne İlçe Başkanı Kutlu Evren de eşlik etti.
TMT Mücahitler Derneği Girne Şube Başkanı Metin Fahrioğlu, ziyaret esnasında Cumhurbaşkanı Eroğlu’nu aralarında görmekten mutlu ve gururlu olduklarını ifade ederek, seçimlerde Eroğlu’na tam destek olacaklarını söyledi.
Kıbrıs Türk Emekliler Derneği Girne Şube Başkanı Hasan Öztürk’de, dernekler üyelerinden büyük bir kısmının seçimlerde Cumhurbaşkanı Eroğlu’nu destekleyeceklerini söyleyebileceğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Eroğlu ziyaretleri esnasında yaptığı konuşmada, Rum lider Anastasiades’in masadan kaçtığına dikkati çekti ve şöyle devam etti:
“2011’DE DE PİRİ REİS GEMİSİ VARDI”
“Anlaşma niyetinde olmazsanız, kendinize göre gerekçeler yaratır ve masadan kaçarsınız. Anastasiades de bunu yaptı.Pazarlıkların başlayacağı üçüncü aşamaya geçmiştik ama bu safhanın görüşmelerini başlatamadık. Çünkü Rum liderliği yıllarca halkına yalanlar söyledi. Bu yalanlarla kendi halklarını uyutan kişi, müzakerelerin ciddi safhaya geçtiği aşamada kendince gerekçeler yarattı. Sismik araştırma gemisi Barbaros Hayrettin Paşa gemisini bahane ettiler. Halbuki 2011 yılında da sismik araştırma yapan Piri Reis gemisi vardı. O gün kaçmayanlar bugün masadan kaçmak için gemiyi bahane etmişlerdir.”
“UCU AÇIK SÜREMEZ”
Halkın, huzur ve güven içerisinde yaşayabileceği bir anlaşma arayışı içinde olduklarına dikkat çeken Cumhurbaşkanı, ancak Rum tarafının zaman kaybettirerek Kıbrıs Türk tarafını masada tutma düşüncesini benimsediğini söyledi.
Müzakerelerin ucu açık bir şekilde devam edemeyeceğini ifade eden Eroğlu konuşmasına şöyle devam etti:
“ Bir 50 yıl daha müzakereler devam edemez. Bir an önce bir anlaşma olmalıdır.Kimsenin Kıbrıs Türkü’nü daha fazla oylamama ve ambargo altında tutma, Dünya ile istediğimiz manada entegre olmamızı engelleme hakkı yoktur. Ben halkımın ne istediğini biliyorum. KKTC’nin varlığı benim elimi güçlendiren bir gerçektir. Devletimiz olmasaydı masada isteyeceğim hak azınlık hakkı olacaktı. Şimdi, devletimiz var. O yüzden bize azınlık hakkı teklif edemezler. Ama ben bunu söylediğimde, anlaşma istemediğim ifade ediliyor. Ya da, siyasete yeni soyunan ve cumhurbaşkanı adayı olan bazı arkadaşlar, tanınma istemediklerini söyleyerek söze başlıyorlar. KKTC devleti vardır. Müzakereler bir anlaşma olsun diye yapılıyor. Bir anlaşma olmazsa ne olacak? Genlin onu da konuşalım dediğimiz zaman Eroğlu anlaşma istemez diyorlar. Beni bu sözler alakadar etmez. Ben ne istediğimi, halkımın ne istediğini biliyorum.”
“ÖNÜMÜZDEKİ SÜREÇ ÇOK ÖNEMLİ”
Varılacak anlaşmanın bugünden daha iyi ve Türkye’nin etkin ve fiili garantisinin şart olduğunu vurgulayan Eroğlu, Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonraki bir-iki yıl içerisinde çok önemli günler yaşanacağını söyledi.
Bu süre içerisinde müzakerelerin şöyle ya da böyle sonuç alıcı bir noktaya gelebileceğine inandığını söyleyen Eroğlu, “Biz ortaya çıkacak her iki tabloya göre kendimizi hazırlamış vaziyetteyiz” dedi.
Bu yüzden seçime aşırı hassasiyet gösterilmesi çağrında da bulunan Eroğlu şöyle devam etti:
“CUMHURBAŞKANLIĞI’NIN GÖREVLERİ ANAYASADA BELLİDİR”
“Bazı arkadaşlarımız Cumhurbaşkanı’nın görevleri ile hükümetin görevlerini, başbakanın görevlerini bir birine karıştırıyorlar.Halka doğruları söylemiyorlar. İcra makamı hükümettir. Cumhurbaşkanı’nın Anayasa’daki görev ve yetkilerine, andına baksınlar ve halkıa yalan söylemesinler. Ben halkımıza hep inandım, güvendim, yine inanıyor ve güveniyorum.”