Bildiride, VYK'nın "keyfi uygulamaları" nedeniyle DAİ ve DAK'ın "çöküşe itildiği" görüşü savunuldu.
Yayınlanan basın bildirisinde sorunlara bir an önce çözüm bulunulması çağrısı yapışlırken,bildirinin son paragrafında yer alan ''hem velilerimizin hem de öğretmenlerimizin vakit kaybetmeden eyleme gitmeye itecektir'' cümlesi önümüzdeki günlerde Doğu Akdeniz İlkokulu ve Doğu Akdeniz Kolejinde hareketli günlerin yaşancağına işaret etti.Yayınlanan bildiride şu görüşlere yer verildi:
"Doğu Akdeniz İlkokulu ve Doğu Akdeniz Koleji, Hükümet tarafından atanan Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfı Yöneticiler Kurulu’nun tamamen keyfi icraatları nedeniyle çöküşe itilmektedir.
Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfı Üniversite Öncesi Eğitim Kurumları kurulduğu günden beri ülkemizde ilk ve orta eğitimin başarı seviyesini yukarılara çeken, Doğu Akdeniz Üniversitesi gibi kaliteden taviz vermeden eğitim-öğretim hedefiyle faaliyet göstermekte olan gözbebeğimiz kurumlardır. Geçen yıl Hükümet değişikliğinin ardından yeni atanan Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfı, Okullarımızın hem kurumsal işleyişlerini hem de geleneklerini tamamen ortadan kaldıracak uygulamalar içine girmiştir.
VYK’nın bu uygulamaları arasında en çarpıcı olan da Okullarımızın hem akademik hem de idari çalışmalarını yürütmekle yetkili olan Üniversite Öncesi Eğitim Kurumları Kurulunu tamamen ortadan kaldırmasıdır. Emekli memurlardan oluşan VYK, yasal ve yetkin bu kurul, Üniversitemizin Eğitim Fakültesi ile Rektörlüğü yerine Okullarımızı kendisi de başına buyruk bir şekilde idare etme kararı almıştır. Bu hoyratca tutum Okullarımızın hem yönetim hem de akademik olarak çöküşe ve kargaşaya geçmesini sağlamıştır.
VYK, son yaptığı icraatla hem hukuku hem de temel etik kurallarını hiçe saydığını yeniden göstermiştir. VYK, 30 Haziran 2010 itibariyle okullarımızın en değerli, iyi yetişmiş ve çocuklarımızın çok sevdikleri 21 öğretmenimizin işlerine son vermiştir. Hiçbir akademik kriter kullanmadan, tamamen keyfi, öğretmenlerimizin Toplu İş Sözleşmesi, kişisel sözleşmeleri ve Çalışma yasasından kaynaklanan yasal haklarına bakılmaksızın yapılan bu uygulama öğrencilerimizi psikolojik olarak zor duruma sokmuştur.
Çocuklarımız, birer anne-baba gibi sevdikleri, tüm yıl, hemen hemen her gün birlikte oldukları öğretmenlerinin yaz tatili esnasında kabaca işten çıkarılmalarını kabullenmelerini beklemek insafsızlık ve eğitim-öğretim bilmezliktir. Çocuklarımızın başarılarındaki en büyük paya sahip olan 21 öğretmenimizin işten çıkarılmaları çocuklarımızı okullarından soğutmuş, kanunlara ve adalete olan inançlarını yerle bir etmiş, fikirleri dahi sorulmayan velilerimizi rencide etmiştir. VYK’nın bu tavrı, adaletli ve makul olmaları gereken Üniversite yöneticilerine olan inancımızı da ortadan kaldırmıştır.
Başarılı ve gencecik öğretmenlerimizi sokağa atan VYK bununla da kalmayıp işten çıkarılan öğretmenlerimiz yerine Romanya, İngiltere ve Hindistan’dan yüksek maaşlara öğretmen getirtme yoluna gitmiş ancak Çalışma Bakanlığının bu konudaki yasağına takılmıştır. Umudumuz Çalışma Bakanı Türkay Tokel’in siyasi baskılara boyun eğmeyip yasaların uygulanmasını sağlaması ve bununla öğretmenlerimizin işlerinin başına geri dönmesi için uğraşmasıdır.
VYK, bir fiyasko ile sonuçlanan yabancı öğretmen getirtme girişiminden ders almayıp bu sefer emekli öğretmen istihdamı yoluna giderek bir başka etik ve hukuk dışılığa imza atmıştır. Bilindiği gibi bir devlet kurumu olan Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfında emekli personel istihdam etmek yasadışıdır. Bu uygulama yalnızca yasa dışı değil aynı zamanda etik dışıdır da. Başarılı ve gencecik öğretmenlerimizi işten atıp yerine, sınavsız ve partizanca emekli öğretmen istihdam etmek hangi vicdanlara sığacaktır?
Çocuklarımızın sevgilisi öğretmenlerimiz işsiz otururken hangi emekli öğretmen onların yerine sınıfa girmeyi kendine yedirebilecektir?
Okullarımızın açıldığı bu günlerde Okullarımızda çalışacak öğretmenlerle ilgili belirsizliğin sürmesi hem Üniversitemiz hem de Hükümetimiz adına bir utançtır. Bu fiyaskoların sorumlularını şiddetle kınıyoruz.
DAÜ-SEN ve Okul Aile Birliklerimiz, VYK’dan:
1. Okullarımızı keyfi olarak idare etmeyi bırakıp daha önceleri olduğu gibi Okul Aile Birlikleri ile uyumlu olarak çalışan, demokratik ve katılımcı Üniversite Öncesi Yönetim Kurumunun çalışmasına izin vermeye
2. İşten çıkarılan öğretmenlerimizin biran önce işlerine iade edilmesini ve böylelikle bu ayıbın ortadan kaldırılmasını talep etmektedir.
3. İşe alınma ve işten durdurulma kriterleri, buna ek olarak performans ölçme ve değerlendirme kıstasları acilen yetkili kurullar tarafından oluşturmalı ve şeffaf olarak uygulanmalıdır.
Çocuklarımızın çok sevdikleri öğretmenlerinin işlerine geri dönmemeleri hem velilerimizin hem de öğretmenlerimizin vakit kaybetmeden eyleme gitmeye itecektir.