Cumhurbaskanı AbdullahGül'un eşi Hayrünnesa Gül'un ev sahipliğinde, Bilkent Otel'de düzenlenen ''Kültürel Miras ve Müzik Uluslararası Kongresi''ne Azerbaycan Cumhurbaşkanının eşi Mehriban Aliyeva, Slovenya Cumhurbaşkanının eşi Barbara Miklic, Letonya Cumhurbaşkanının eşi Lilita Zatlere ve Makedonya Cumhurbaşkanının eşi Maya Ivanova katıldı.
Hayrünnisa Gül, kongrenin açılışında, ortak kültürel mirasın korunması ve geliştirilmesi amacıyla düzenlenen toplantının birbirlerini anlama kültürel arası diyaloğun geliştirilmesi ve bölgede barışın güçlendirilmesi açısından çok önemli olduğunu söyledi.
Ankara'nın, medeniyetlerin beşiği Anadolu'nun tam kalbinde yer aldığını anlatan Gül, ''Dünyanın en eski yerleşim bölgelerinden biri olan Anadolu, doğu ile batının birleştiği yerdir'' dedi.
Bu toprakların tarih boyunca farklı kültürlere ev sahipliği yaptığını ve onları ahenk içinde bir arada yaşatmayı başardığını ifade eden Gül, ''12 bin yıla yakın muazzam bir kültürel mirasa sahip olan ülkemiz, asırlardır medeniyetlerin ve dinlerin buluşma noktası olmuştur. Bu coğrafyada üretilen eserler insanlığın kültürel mirasının temel taşlarını oluşturmuştur'' dedi.
Kültürler arası etkileşim ve diyaloğun insanlık için taşıdığı öneme vurgu yapmak ve farklı kültürler hakkındaki yanlış bilgi ve klişelerin önüne geçebilmek amacıyla UNESCO'nun 2010 yılını ''Kültürlerin Yakınlaşması Uluslararası Yılı'' ilan ettiğini hatırlatan Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Tarih boyunca her kültür, kendi değerlerini başka coğrafyalara taşımış, gittiği coğrafyaların değerlerinin de alıp kendisine uyarlamıştır. İnsanlığın binlerce yıldır ürettiği ve bizlerin geçmişten devralıp geleceğe aktarmakla sorumlu olduğumuz bu değerlerin tamamı kültürel mirastır.
Kültürel mirasımızın, gelecek nesillere aktarılması ve kültürler arası diyaloğun geliştirilmesinde kadınlara büyük görev düşmektedir. Çünkü kadın, annelik rolüyle topluma şekil verendir. Kültürel değerlerimiz ilk ve temel olarak anne aracılığı ile çocuğa aktarılır. Çocuğun annesinden alacağı eğitim hayata bakışını şekillendirir.
Eğer çocuklarımıza farklılıkları zenginlik olarak görmeyi ve empati kurmayı öğretebilirsek dünya herkes için çok daha yaşanabilir bir hale gelecektir. Ancak bu şekilde bilgisizlik, önyargı ve dışlama sebebiyle yaşanan gerginlikler, şiddet olayları sona erecek ve hep o özlemini duyduğumuz dünya barışı sağlanacaktır.''