69 maddelik manifestoda TDP’nin tek başına iktidara gelmesi halinde yapmayı taahhüt ettikleri yer alıyor.
Manifestoda, “TDP’nin iktidara gelmesi halinde Kıbrıs sorununda erken çözüm ve 1 Ocak 2026’da Kıbrıslı bir Türk’ün Avrupa Birliği (AB) dönem başkanı olma vizyonunu sürdüreceği; kendi evlerinin efendisi olarak, başı dik, insanı merkez alan ve anayasa ile yasaları harfiyen uygulayan gerçek bir iktidar olacağı; demokratikleşme ve sivilleşme yolunda gereken her türlü icraatı yapacağı; bozulan sosyal adaleti her ne pahasına olursa olsun tekrar kuracağı; Sivil Savunma Teşkilatı, KKTC Merkez Bankası ve Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’nın başında, vatandaşların olmasını sağlayacağı” kaydedildi.
Gecede açılışın ve müzik dinletisinin ardından TDP Genel Sekreteri Cemal Özyiğit, ardından da TDP Genel Başkanı Mehmet Çakıcı birer konuşma yaptı. Daha sonra manifesto, TDP MYK Üyesi ve Hukuk Komitesi Başkanı Barış Mamalı, Kadın Örgütü Başkanı Seval Oyaltan ile MYK Üyesi Özman Birinci tarafından okundu.
Sunumunun ardından, TDP Genel Başkanı Çakıcı ve parti yetkilileri, ayağa kalkarak manifesto için yemin edip konuklarını selemladılar.
ÇAKICI: “YERİNE GETİRMEZSEK HALK BİZE HESAP SORSUN”
TDP Genel Başkanı Mehmet Çakıcı, konuşmasında, Toplumcu Demokrasi Partisi’nin manifestosu Kıbrıs Türk halkına sunulurken TDP’nin yöneticilerinin eski başkan ve yetkililerinin, MYK üyelerinin aralarında olduğunu söyledi.
TDP iktidara geldiği zaman Kıbrıs Türk halkına sunacağı manifestoyla ilgili yemin vermeye geldiklerini kaydeden Çakıcı, kimsenin TDP’nin diğer partilere benzediğini söylememesini istedi ve TDP’de toplumun ve iş hayatının her kesiminden örnek kişilikleriyle takdir toplayan bir çok kişi bulunduğunu ifade etti.
TDP’de şaibe, yasa dışılık, usulsüzlük ve denenmişlik olmadığını söyleyen Çakıcı, TDP’nin denenmemiş bir ekiple Kıbrıs Türk halkının karşısında durduğunu kaydetti.
“TDP TEK YUMRUK OLARAK KIBRIS TÜRK HALKININ KARŞISINA ÇIKTI”
Tüm partilerin kavga ettiği bir dönemde kendilerinin tek yumruk olarak Kıbrıs Türk halkının karşısına çıktığını ifade eden Çakıcı, partilerinin geçmişleriyle de övündüklerini, TDP’de geçmişinde çok özel, önemli ve büyük başarılara imza atmış isimlerin bulunduğunu kaydetti.
“Öyle bir dönemden geçiyoruz ki bu bizim kurtuluş savaşımızdır” diyen Çakıcı, kayıt dışılık, suç oranında artış, çocuk tacizi, yasa dışılık gibi olayların hat safhada olduğu, belediyelerin battığı, bileşik faiz mağdurlarının mahkeme koridorlarında gezdiği, hastanelerde sigortalıların dahi para ödediği bir dönemden geçildiğini savundu.
“KENDİ KENDİNİ YÖNETMEYİ BIRAKIN…”
Kıbrıs Türkü’nün, kendi kendini yönetmeyi bırakın, belediyelerini bile yönetemediği bir dönemden geçtiğini dile getiren Çakıcı, Kıbrıs Türk halkının büyük mücadeleler vererek ve büyük bedeller ödeyerek bugüne kadar varlığını sürdürdüğünü ve dik durmaya devam etmesi gerektiğin kaydetti.
TDP’nin de dik duruşun en büyük temsilcisi olduğunu belirten Çakıcı, “Kıbrıs Türk halkına yalan söylemek için değil, kendi kendini yönetme yönünde mücadele vermek için buradayız” dedi.
“GERÇEKLEŞTİRMEZSEK ALLAH BİZE İKTİDAR NASİP ETMESİN…”
Çakıcı, halkın TDP’yi tek başına iktidara getirmesini istedi ve “O zaman söylediklerimizi, deklere ettiklerimizi gerçekleştirmezsek Allah bize iktidarı nasip etmesin” şeklinde konuştu. Çakıcı TDP tek başına iktidara geldiğinde manifestodaki tek bir maddeyi yerine getirmemesi halinde halkın kendilerine hesap sormasını da istedi.
“FARKLILIKLARI ZENGİNLİK OLARAK GÖRÜYORUZ”
TDP’nin sosyal adalete büyük önem verdiğini, farklılıkları zenginlik olarak gördüklerini kaydeden Çakıcı, eşitlik, adalet, hukuk devleti, sosyal adalet istediklerini, hastanelerde ücret ödenmemesini, birleşik faizin kaldırılmasını, kamu, yargı ve sağlık reformu istediklerini anlattı.
Çakıcı, TDP iktidara geldiği zaman yasa dışılık yapanların bunun hesabını vereceğini de söyledi ve TDP’nin hata yapma, koltuk sevdalısı olma lüksü olmadığını; kendi ayakları üzerinde duran bir ekonominin yaratıcısı olmak istediklerini vurguladı.
“YALNIZ DEĞİLİM, TDP’DE ÇOK DEĞERLİ İNSANLAR VAR”
Zaman zaman TDP’de kendisinin yalnız olduğunun söylendiğini ancak bunun doğru olmadığını vurgulayan Çakıcı, yanında, TDP içerisinde çok değerli insanlar bulunduğunu ve manifesto açıklanırken Kıbrıs Türk halkının karşısına hep birlikte çıktıklarını söyledi.
ÖZYİĞİT: “HEPSİ AYNI MASALINA SON VERME ZAMANI GELDİ”
TDP Genel Sekreteri Cemal Özyiğit, konuşmasında son dönemlerde toplum içerisinde tüm siyasi partilerin aynı olduğu yönünde yorumlar yapıldığını kaydederek, bu yolla toplum üzerinde bir nevi umutsuzluk ve çaresizlik ruh halinin hakim kılınmaya çalışıldığını belirtti.
“Hepsi aynıdır, hiçbiri bir şey yapamaz masalına son verme zamanı artık gelmiştir” diyen Özyiğit, TDP’nin sahip olduğu sosyal demokrat değerlerle, ülke sorunlarını çözebilecek inanç ve kararlılıkta olduğunu savundu.
Özyiğit, bu amaçla ülkede gelinen son durumu ve sorunları tespit eden ve ülkeyi bu durumdan kurtaracak siyasi duruş ve amaçları ortaya koyan manifestoyu kaleme aldıklarını söyledi.
“EKONOMİK, SOSYAL, ÇEVRESEL, KURUMSAL VE POLİTİK YAPI DAHA KÖTÜ BİR NOKTAYA GELDİ”
Kuzey Kıbrıs’taki ekonomik, sosyal, çevresel, kurumsal ve politik yapını giderek daha kötü bir noktaya geldiğini savunan Özyiğit, ekonomik sorunların yanında, özellikle son 10 yıllık dönemde, sosyal sorunların ciddi artış gösterdiğini, çevresel tahribatın ise tahammül edilemez bir noktaya ulaştığını iddia etti.
Son 10 yıllık dönemde, demografik yapının daha da bozulduğunu, kontrolsüz nüfus akışı yüzünden nüfusun bilinemediğini, kamusal eğitim ve sağlık hizmetlerinin ciddi bir gerileme içinde olduğunu öne süren Özyiğit, şöyle konuştu:
“Eğitim ve sağlık, temel kamusal hizmet alanı olmaktan çıkmış, kar amacı güden bir ekonomik sektöre dönüşmektedir. Parası olanın iyi eğitim ve sağlık hizmeti alabildiği, olmayanın ise giderek daha kötü hizmet aldığı bir yapı oluşmuştur”.
“YOLSUZLUK VE HUKUKSUZLUK ARTTI”
Özyiğit, son yıllarda yolsuzluk ve hukuksuzlukların arttığını, emek sömürüsünün önüne geçilemediğini, giderek çoğalan gece kulüplerinde kadın ticareti yapılmasına sessiz kalındığını, faiz yükü altında toplumun en mağdur kesimlerinin ezdirildiğini, gelir dağılımında denge kurulamadığını, işsizliğin giderek büyüdüğünü, özellikle son hükümet döneminde, özelleştirme adı altında kamu varlıklarının belli kesimlere peşkeş çekildiğini iddia etti.
Başkent Lefkoşa Türk Belediyesi başta olmak üzere, birçok belediyenin sorumsuz ve kötü yönetimler tarafından borç batağına sürüklendiğini öne süren ve çalışanların yaşadığı mağduriyetin yanı sıra, kirlilik yüzünden halk salgın hastalık tehlikesiyle baş başa bırakıldığına da dikkat çeken Özyiğit, “Kendi kurultayında bile Parti Tüzüğünü pervasızca çiğneyen İrsen Küçük’ün Genel Başkanlık yetkileri mahkeme tarafından elinden alınmış, yetkisiz bir başbakan yönetiminde ülke daha da kaosa sürüklenmiştir” iddiasında bulundu.
Bu tabloda 1974’ten bugüne kadar devam eden yapısal sorunların payının büyük olduğunu kaydeden Özyiğit, bu yapısal sorunların en büyük nedeninin ise Kıbrıs Sorunu’nun çözümsüz kalmış olması olarak görülebileceğini de ifade etti. Özyiğit, geçmiş hükümetlerin yönetim anlamındaki ciddi başarısızlıklarının ve siyasi irade eksikliklerinin etkisinin de göz ardı edilemeyecek büyüklükte olduğunu da iddia etti.
Özyiğit, Kıbrıs meselesinin çözümünün, sadece kendi ellerinde olmadığını, fakat kötü yönetimden kaynaklanan yapısal veya dönemsel sorunları çözebilecek siyasi iradeyi ortaya koyabilecek bir hükümeti iktidara taşıyabilmek ve adım adım sorunları çözebilmenin mümkün olduğunu da ifade etti.
Özyiğit, “Toplumcu Demokrasi Partisi, sosyal demokrat bir parti olarak bu sorumluluğu ve görevi üstlenmeye hazırdır. Bu manifestoda ifade edilen söz konusu siyasi duruş ve yemin; kendi ayakları üzerinde durabilen ve kendi kendini yönetebilme iradesini ortaya koyan bir halk için, sosyal adaletin yaşadığımız bu topraklar üzerinde hakim kılınabilmesi için ve hem insanların, hem de diğer canlıların yaşamlarını sağlıklı ve nitelikli bir şekilde sürdürebilecekleri bir çevre yaratmak için, büyük özveri göstererek yıllarca mücadele veren insanlarımıza karşı Toplumcu Demokrasi Partisi’nin siyasi sorumluluğu ve borcudur” diye konuştu.