Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Türkiye'yi Avrupa Birliği'ne tam üyeliğe yaklaştırma konusunda, lâik seleflerinden daha fazlasını yaptığını belirten dergi, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin, iktidarı boyunca darbe tehditleri ve kapatma davasıyla karşı karşıya kaldığını da ifade ediyor.
Yazıda, Türkiye ekonomisinin, küresel mali krizi zarar görmeden atlattığı ve yüzde 5'lik büyüme oranıyla yalnızca Çin ve Hindistan'ın gerisinde kaldığı tespiti yapıldıktan sonra, işsizliğin azaldığı, ülkenin, çoğunlukla Kürtlerin yaşadığı güneydoğusunda, şiddetin neredeyse durduğu da belirtiliyor.
Mısır'a örnek gösterilen Türkiye'nin, bir yandan Rusya gibi otoriter bir rejime doğru ilerlediği eleştirilerinin çok yerinde olmadığı, Türkiye'de seçimlerin adil ve özgür olduğu, basının çoğunlukla serbest bir ortamda çalıştığı da, Economist'in değerlendirmesinde işlenen fikirler arasında.
Economist'e göre, AK Parti'nin Haziran seçiminde yeterli çoğunluğu elde etmesi durumunda yapılacak Anayasa değişiklikleriyle, mevcut parlamenter sistemden, başkanlık sistemine doğru bir geçiş söz konusu olabilir.
"Adalet ve Kalkınma Partisi'ne düşman olanların hayalini kurdukları senaryo, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Başbakan Erdoğan'ın başkanlık sistemi konusunda çatışarak partiyi bölmeye götürmeleri" diyen Economist, bu ihtimali zayıf gördüğünü de ekliyor. Dergiye göre, yine "hükümete düşman olanlar" için kabus senaryo ise, Milliyetçi Hareket Partisi'nin yüzde 10 barajının altında kalması.