MHP Kurulucular Kurulu üyeleri, rahmetli Alparslan Türkeş'in ''En kötü demokrasi en iyi darbe idaresinden daha evladır.'' sözünden hareketle 12 Eylül'de evet kararını aldıklarını açıkladılar. Kurucular Kurulu üyelerinin yaptığı açıklamada, hayır kampanyasını yürüten bugünkü MHP yönetiminin tavrına bir anlam verilemediğine de dikkat çekildi.
MHP Kurucular Kurulu üyeleri olarak basın vasıtasıyla anayasa değişikliği konusundaki fikirlerini milletle paylaşma gereği duyulduğuna işaret edilen açıklamada, "1924 Anayasası'nda tayin edilmiş olan 'milletin kayıtsız şartsız egemenliğini' 1961 Anayasası ile millet dışında CHP ve sol ideologlar tarafından 'yetkili organlar tabiri ile' yeni ortaklar getirilmiştir. Bu, çok partili düzene geçtikten sonra, aziz milletimiz tarafından asla tek başına iktidar verilmeyen CHP'yi ve sol güçleri seçimsiz, millet iradesi olmadan, millete rağmen daimi iktidar yapma projesidir. Nitekim 1961 seçimlerinde CHP'nin tek başına iktidara gelecek oyu alamaması üzerine bu durum, İnönü'nün damadı Metin Toker'in Ulus Gazetesi'ndeki makalesinde de 'Seçimi tek başına kazanamamak o kadar önemli değil, Türkiye'de iktidar olmak için ordu, Anayasa Mahkemesi, üniversite, Danıştay, Yargıtay gibi devlet kuruluşlarına da hâkim olmak gerekir.' denilerek açıkça ifade edilmiştir. Türk milliyetçileri, merhum Başbuğ Alparslan Türkeş'in liderliğinde CHP ve sol ortaklarının kurduğu bu oligarşik düzene karşı, sadece ve sadece millet iradesini esas alarak MHP'yi kurmuşlardır." ifadelerine yer verildi.
"MHP'nin milli iradeyi hakim kılmak üzerine yürüttüğü mücadele, emperyalist güçlere 'bizim çocuklar' diye tabir edilen darbeciler tarafından, 12 Eylül 1980'de hunharca akamete uğratılmıştır." denilen açıklama şöyle devam etti:"Türk gençleri; sağcısı-solcusu, ülkücüsü-devrimcisi, Sünnisi-Alevisi, önce darbe ortamının hazırlanması amacıyla birbirlerine kırdırılmış, darbeden sonra da işkencehanelerde kırılmış, heder edilmişlerdir. 'Bu millet cahil, 30–40 sene daha bu milleti askeri idare ile yönetmek lazım, bu millet için demokrasi henüz erken' diyerek milletin 1961 Anayasası'na nazaran daha çok devre dışı bırakıldığı, dışlandığı otokratik bir düzen kurmuşlardır. Bütün bu gelişmelere karşı Ülkücüler merhum Başbuğ liderliğinde MHP'yi yeniden ihya etmiş, millet iradesini hâkim kılma mücadelelerini yılmadan sürdürmüş ve onun vefatına kadar da bu çizgisini muhafaza etmişlerdir. Ne var ki; Başbuğumuzun vefatından sonra yönetime gelen şimdiki kadro bin bir zorluklar ve emeklerle yeniden kurduğumuz partimizin ülkücü misyonunu, kuruluş felsefesini terk ederek darbeciler ile aynı safta yer almıştır.''
''BAŞBUĞ DARBE ANAYASASI'NIN DEĞİŞTİRİLMESİNİ İSTEDİ''
Merhum Başbuğ'un tavrının darbe anayasasının değiştirilmesinden yana olduğu vurgulanan açıklamada, "Rahmetli Başbuğumuzun; 1982 Anayasası'nı değiştirme taahhüdüne dahi itibar edip güven oyu verdiği görmezden gelinerek, 'hayır' cephesinde yer alınması biz kurucuları derinden yaralamaktadır. Her fırsatta vatan hainlerini, teröristleri affetmeyi, genel aflar ile salıvermeyi gelenek haline getirmiş CHP ve bölücü sol blok ile MHP'mizin aynı safta yer almasını içimize sindirmemiz mümkün değildir. Darbe anayasasına karşı, ancak ve ancak milletin iradesi ve egemenliğini esas alan alternatif anayasayı herkesten önce üretmesi gereken MHP yönetiminin, darbecilerin anayasasını savunmaları kabul edebileceğimiz bir hal olamaz.'' görüşlerine yer verildi.
''EVET DEMEK AK PARTİ'YE 'EVET' ANLAMINA GELMEZ''
Açıklamada, 'evet' demenin AK Parti iktidarına değil, yeni bir anayasaya 'evet' anlamı taşıyacağı belirtildi. ''Yeterli de olmayan bu anayasa değişikliğine 'evet' demek asla ve kat'a AKP'ye destek vermek demek değildir.' denilen açıklamada, ''Sadece milletin ve onun iradesinin yanında yer almaktır. Bu anayasa değişikliğinin kimler tarafından yapıldığının önemi yoktur. AKP'ye muhalefetimiz, 'iyi yaptığı sürece takdir, kötü yaptığı zaman ihtar etmek' esası üzerinden devam etmektedir.'' ifadeleri yer aldı.
''MHP, BÖLÜCÜLERİN VE DARBE YANLILARININ SAFINDA OLMAMALI''
Kurucular Kurulu, MHP yönetimine de uyarılarda bulunarak bölücülerin ve darbe yanlısı partilerin yanında yer alınmaması gerektiğini ifade ettiler. Açıklamada; ''Biz Kurucular Kurulu üyeleri; MHP yönetimini yarım asra yaklaşan geçmişimiz, mücadelemiz ev misyonumuzu hatırlayarak darbeciler ve bölücülerin safını terk edip, milletimiz ve onun iradesi yanında yer almaya davet ediyoruz.'' denildi.
''BAŞBUĞ'UN TAVRI DEMOKRASİDEN YANAYDI''
''Rahmetli Başbuğumuzun sık sık vurguladığı gibi "en kötü demokrasi en iyi darbe idaresinden daha iyidir." diyen Kurucular Kurulu üyeleri, MHP'nin kurucusu Başbuğ gibi demokrasiden yana tavır konulmasını istediler.
Açıklamada, MHP Kurucular Kurulu üyelerinden şunların isimleri yer aldı: "Naci Meriç, Kemal İnandı, Hüseyin Ünlüer, Hayrettin Başeğmez, Mehmet Zeybek, Niyazi Ahıska, Fikret Fırat, Ahmet Özsoy, Ali Sağır, Aziz Mecit, İbrahim Faruk Evirgen, Mehmet Gümüştaş, Mehmet Küçükince, Durak Körük, Seyit Mehmet Topçu, Şahin Türkboyları."